Manşet Tokattan

CHP’li Durmaz: AK Partinin 16 yılda harcadığı 2 trilyon 94 milyar dolar nerede?

CHP Tokat Milletvekili, TBMM İdare Amiri Kadim Durmaz 2020 bütçesi Kesin Hesap Kanun Teklifinin 5. maddesi üzerine CHP grubu adına konuştu.  /

Konuşmasının başlığı “Devlet Borçları” olan Durmaz, ülkedeki iç ve dış borçlanmayı ve çiftçisinden, işçisine, emeklisinden, memuruna yurttaşın borçluluk durumunu TBMM gündemine taşıdı.

Durmaz; “Devlet borçları yurttaşı ayağına pranga oldu “

TBMM kürsüsüne ülkedeki borçluluk durumunu ve halkın borçlarını gösteren görsellerle çıkan Durmaz,  konuşmasına şu ifadelerle yer verdi;

“Değerli milletvekilleri, hani bir söz vardır “Borç yiğidin kamçısıdır.” derler. Ama bizde borç o kadar böyle taşınmaz kamçı olmayı taştı ki sırtımızda, belimizi büktü mecalimizi kesti, ayağımıza da pranga oldu. Daha bugün -az önceki konuşmacı da sözünü etti- 3 yurttaşımız bankalara olan borcu yüzünden geçinemediği için yaşamına son verdi. Ve bu yurttaşlarımızın cebinde ne çıktı biliyor musunuz? Uzunca bir borç listesi. Benim yüreğim yandı, bu acı inanıyorum hepinizi de üzmüştür. Ama üzüntüler bitmiyor, her gün bir yenisiyle karşı karşıya kalıyoruz. Hani diyorsunuz ya “Nereden nereye.” Evet, bunları konuşacağız. İşte bu bütçenin kim için, ne için, bu 82 milyonun her bir ferdine, yurttaşlık görevi yapma noktasında devlet verdiği her görevi yaptırıyorsa işte bu bütçenin de vicdanlı, hakkaniyetli, 82 milyonun da yaşamına dokunacak şekilde harcanması lazım. Temel kural şu arkadaşlar: Şeffaf, hesap verebilir ve bir kuruşu yetim hakkı bilip yerine harcamaktan geçer.”

TBMM Kürsüsünde Zile Belediyesi Örneği

“Biz Zile’de uzun yıllardan sonra CHP olarak belediyeyi kazandık. Ama güç sarhoşluğuna girmedik. Belediyeyi borçlarıyla devralan başkanımız ortak akılla çözüm üretmek adına tüm partileri encümene çağırdı. Yaşadığımız kentin çehresini değiştirmeye talip olduk biz, ve Tokat için en doğru yönetim ne ise onu yapacağız. Önemli olan borcu yönetmek ve halk için kullanmak.  İşte bu örneği bugün bizim gerçekleştirmemiz lazım. Bu borçlar ne için, kimin için yapılıyor? Halka ne katıyor? Sormak hakkımız!

Sayın Bakanlara bir soru sorulduğunda ya da AK PARTİ Grubuna bir yolsuzluk, bir haksızlık, bir usulsüzlük, vicdanen rahatsız olduğumuz bir konuyu sorduğumuzda herkes figan ediyor. Arkadaşlar, bunlara alışacağız. Dünyada gelişmiş, demokrasisi birinci sınıf olan ülkeler işte bunları aşmış, burada gördüğü değerlerden, buradan, herkesten yararlanıp her gün bu ülkenin yönetimine, dünyadaki var olan saygınlığına bir şey katmaya, yararlanmaya çalışıyor. Bu yüce Meclis tam da bunun için var değerli arkadaşlar ama biz bunları ne yazık ki başaramadık, başaramıyoruz. İşte, başarmadığımızdan da, şöyle bir baktığımızda, içinde bulunduğumuz durum bu.”

Konuşmasının devamında elindeki görselleri kürsüden gösteren Durmaz, Türkiye ekonomisinde nereden nereye geldiğimizi özetledi. 2002 ve 2019 yılları arasındaki ekonomik göstergeleri karşılaştırdı.

Durmaz’ın konuşmasının devamı şöyle; 

Değerli arkadaşlar, işte, nereden nereye deyip milat gibi gösterdiğimiz 2002 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin borç stoku 130 milyar dolar. Hani ” On yedi yıldır Türkiye uçtu, kaçtı, havalandı.” diyoruz ya, işte bugün tüyü bitmemiş yetimin de hakkı olan bu borçların toplamı 447 milyar dolar.

AK Partinin 16 yılda harcadığı 2 trilyon 94 milyar dolar nerede?

Devam ediyoruz, 2002 yılına kadar Türkiye Cumhuriyeti hükûmetleri tarihinde o fabrikalar kuran 54 hükûmetin toplam harcadığı para 713 milyar dolar arkadaşlar. 2003-2018 yılı sonu itibarıyla AK Parti’nin harcadığı para 2 trilyon 94 milyar dolar. Nerede bu paralar? Bu paralarla hangi fabrikaları kurdunuz? Hangi yatırımları yaptınız? Cevap yok! Fabrika kurmak bir yana, olan fabrikaları kapattınız bir bir!

Konuşmasının devamında Çiftçinin, Esnafın ve Vatandaşın ekonomik durumuna değinen Durmaz’ın ifadeleri şöyle;

Bütçe Gelirleri Yatırıma değil, faize gitmiş!

Ve arkadaşlar, on yedi yıllık dönemde bütçeden faiz ödemeleri için 830 milyar lira ayıran iktidar, bakın yatırıma sadece 547 milyar lira ayırmış. Zaten kalkınmadığımızdan da görülüyor.

700 Bin Çiftçi Üretimden Kopmuş

73 ilimizde çiftçi sayısında azalma olmuş, 700 bin çiftçi de üretimden kopmuş. Borç ve ithalat artmış, Konya Ovası büyüklüğünde bir tarım arazisi de ne acı ki ekilemez hâlde terk edilmiş.

2003-2018 yılları arasında tam 95,3 milyar dolar tarım ve hayvancılık ithalatını bu ülkenin kaynakları aktarılmış. Çiftçilerin kredi borçlarının toplamı 105 milyar doları geçmiş değerli arkadaşlar.

Tarım Kanunu gereği ve Anayasa’nın amir hükmü gereği biz çiftçinin hakkı olan 150 milyar ödemeyi, teşviki, desteği yani KDV’siz, ÖTV’siz mazotu, diğer ürün desteklerini vermemişiz arkadaşlar.

Son beş buçuk yılda 570 bin küçük esnaf ve sanatkâr kepenk kapatmış değerli milletvekilleri.

Ve gıdaya son yıl içerisinde yüzde 54, elektriğe yüzde 75, doğal gaza yüzde 54 zam yapmış AK PARTİ iktidarları.

Bunun akabinde, bakın, 3 milyon 365 bin kişi elektrik faturasını ödeyememiş ve yine, 710 bin kişi bu kış günü, zemheri ayında doğal gazının faturasını ödeyememiş değerli arkadaşlar.

Bu ülkenin millî değerleri; 10 liman, 81 santral, 40 işletme 3.483 taşınmazı ve maden sahalarını hepinizin bildiği gibi bir bir sattık ama bu arada ne oldu?

 İşsiz sayısında bir yılda yaşanan artış Türkiye’de 55 ilin nüfusunu geçti. İşte Türkiye’nin içler acısı rakamları bunlar.

Durmaz konuşmasının sonunda “Değerli milletvekilleri, Türkiye’yi getirdiğiniz noktada borçları konuş konuş bitmiyor, bitmez de. Tabii, bütçe hakkı çerçevesinde on yedi yıllık AKP iktidarı olarak siz en fazla kimlere borçlusunuz, bir hatırlatmayı görev sayıyorum. Sizler emeğini sömürdüğünüz işçiye, milletin efendisi iken metropol kentlere doğduğu topraklardan göç ettirdiğiniz, büyük şehirlerde çaresiz yaşayan çiftçiye ve köylüye, maaşından çaldığınız emekliye, her gün öldürülen, şiddete maruz kalan kadına, işsiz bıraktığınız, üniversite bitirmiş gençlerimize -bir bölümü de yurt dışına gitmek zorunda kalmış bunların- eğitim hakkını aldığınız çocuklarımıza, katlettiğiniz doğaya, çevreye, iş cinayetlerine, göçük altında kalan, madende canını veren işçilerimize, atanamayan öğretmen, engelli yurttaşlarımıza, sosyal hizmetler uzmanlarına, teknik elemanlara, mühendislere, tren raylarında canını veren insanlara ve Türkiye’de “kıymetli ovalar” deyip hepinizin de bildiği gibi, iktidar 192 ovayı Ova Koruma Kanunu içerisinde belli bir statüye bağladı. Arkadaşlar, bu ovaların 3 tanesi benim toprağım Tokat’ta, hepiniz de ismini bilirsiniz: Meşhur Kazova, Erbaa ve Niksar Ovaları. İşte arkadaşlar, bu ovalarda yaşayan köylülerin tamamı sulu tarım yapmasına rağmen o doğduğu topraklardan göçmek zorunda kaldılar. İşte bu da sizin tarım politikanız demiyorum -bu ülkenin kaynaklarını- tarım politikasızlığınız sonucu o insanları doğduğu topraklardan kopardınız.  Bu halk bütçesinin her kuruşunun hesabının verilmesini bekliyor, borcun nereye harcandığını bilmek istiyor! Artık borcu borçla kapatmayı bırakın ve yapısal reformlara üretime dönün! Bu ülkede doğmamış çocuğu borçlandırdınız! Üretmeden bu borç batağında kurtulamazsınız! Acilen yeni reformlar ve şeffaf bir bütçe anlayışıyla gereğini yapın“ dedi.

İlgili Yazılar

Bütçede dev açık

TOKATtan Haber

Bakan eşi artık Dimes Meyve Suyu içmeyecek mi?

TOKATtan Haber

Ömer Sağol; “ Tokat’ın yıllanmış makro sorunlarını 36 ay içinde çözeceğiz”

TOKATtan Haber

Yorum Yaz