Erbaa Belediyesi tarafından hazırlanan “Koronovirüs” afişleri tüm belediyeler için bir “iletişim yenileşimi” örneğidir.
Akıl edenleri kutlarım.
İletişim konusunda “Geleneksel Halkla İlişkiler” kavramının yerini “Stratejik İletişim Yönetimi” kavramına bırakıldığı günümüzde bu afişler, diğer il ve ilçe belediyelerimize de örnek olur umarım.
Varlıklarını, yaptıkları işi halka anlatırken sürekli kendi fotoğraflarının yer aldığı afişleri gösterime sokarak sürdürmeye çalışan belediye başkanlarının da, bundan örnek almalarını dilerim.
Genel olarak belediyelerde, belediye çalışmalarının anlatıldığı bültenler, gazeteler ve bu tür afişler olsun, salt belediyenin ama çoğunlukla belediye başkanının propagandasını yapan bir yayın (iletişim) anlayışıyla düzenlendiği için belediye-vatandaş iletişimini sağlamaktan uzaktır.
Bu tür tanıtım ve bilgilendirme çalışmalarının propaganda anlayışıyla düzenlenmesi vatandaşın belediye çalışmalarına ya da anlatımlarına yönelik ilgisini zayıflatmaktadır.
Zaman zaman kurumsal hizmet danışmanlığı verdiğim tüm belediyelerde bu tür çalışmaların ve içeriklerinin propaganda aracı olarak değil, iletişim aracı olarak tasarlanmasını ısrarla önermeme karşın, kimi belediye başkan adaylarının ve başkanlarının kendi fotoğraflarının yer almadığı tanıtım ya da bilgilendirme afişlerine hiç sıcak bakmadıklarına tanık oldum
Erbaa Belediyesi’nin Koronovirüs ile ilgili afişleri bu bağlamda iyi bir örnektir.
Bu farkındalık afişleri belediyeye ya da belediye başkanına karşı önyargıyı aşacak kadar etkili ve dolaysız görsel anlatımlardır. Belediyenin hedef kitlesiyle iletişime geçebilmesi, onların dikkatini çekebilmesi için de iyi bir örnektir.
Bu afişlerle, daha fazla insana dokunulması ve fayda sağlanması için etkili bir iletişim kanalı açılmıştır.
Bu “kısa ve etkili yerel sözlerin” yer aldığı afişlere baktığınızda, aklınıza Belediye Başkanı ya da partisi gelmiyor…
Belediye Başkanının bir konuda propaganda yaptığı ya da seçmeni politize ettiği konusu da aklınıza gelmiyor.
Partili partisiz herkes bir “tepkisel davranış” göstermeden hatta gülümseyerek bu afişleri okurken, zihinlerine o afişin Erbaa Belediyesi tarafından yapıldı algısı yerleşiyor ve Erbaa Belediye Başkanına karşı bilinç altında bir sempati, hayranlık gelişiyor.
İşte bir belediyede iletişimin can damarı budur!
Hangi ideolojiden, düşünsel alandan veya partiden olursa olsun, insanlarla iletişim kurmanın yolu, öncelikle vatandaşta “tepkisel davranışlara” neden olacak bariyeri aşmaktır.
Bu bariyeri aştığınızda vatandaşla (ki aynı zamanda seçmendir) iletişiminiz sağlıklı zemin üzerinde yürüyecektir.
Bu nedenle şehir genelindeki megalight, raket ve bilboardlarda, direkt belediye çalışmalarına yönelik propaganda niteliğinde değil, tam aksine belediye çalışmalarına yönelik derin algı oluşumuna hizmet edecek, bu tipteki farkındalık afişlerinin gösterime alınması güzel bir örnektir.
Bu afişler bir propaganda afişi olmanın çok ötesinde, oluşturacağı hatta oluşturduğu duygu alış-verişi süreci ile kurumsal iletişimin önemli ve örnek bir uygulamasıdır.
Sağlanan bu etkili iletişim ortamı, vatandaş-belediye iletişiminde olumsuz değer yargılarını törpüleyeceği gibi, Koronovirüs ile mücadelenin öneminin vatandaşlar tarafından kolayca anlaşılmasına bunların gerçekleştirilmesinde içten çaba göstermeleri için güdülenmelerine de önemli ölçüde katkıda bulunacaktır.
Umarım ve dilerim, Erbaa Belediyesi kendini daha da geliştirerek ve bir iletişim stratejisi hazırlayarak, diğer tanıtım ve bilgilendirme çalışmalarında da buna benzer bir yöntemi uygulamaya sokar.
