Türk Dil Kurumu’na göre “kafadar”; görüş ve anlayışları birbirine uyan kimselerden her biri, kafadaş, kafa dengi, büzüktaş demek.
Teşbihte hata olmaz, bilinen sözdür; aynı düşüncede ve aynı yapıda olan insanların birbirlerini koruyup kolladıklarını anlatmak için de “bozacının şahidi şıracı” denir.
Geçtiğimiz gün, Tokat Belediye Başkanı Sayın Eyüp Eroğlu’nun, Tokat Ziraat Odası Başkanı Sayın Ahmet Dökülen’i ziyaret ederek, Oda Meclis toplantısına katıldığına ilişkin haberi okuyunca bu deyimi anımsadım ve acı acı gülümsedim.
Belediye Başkanı Eyüp Eroğlu ziyarette sanki Tokat tarımı güçlüymüş gibi “Tokat tarımını daha da güçlendireceğiz” demiş.
Bunu nasıl yapacağını da açıklasaydı diyeceğim ama kuru hamasetin ötesine geçmeyen, Tokat tarımını bırakınız güçlendirmeyi, baltalayacak projeleri uygulamaya almakta ısrar eden bir anlayışın Tokat tarımının güçlendirilmesine çare olamayacağı çok açık!
Hem Büyük Ova içerisindeki tarım arazilerini sanayi imarına açmakta sakınca görmeyeceksiniz, hem de Tokat tarımının güçlendirilmesinden söz edeceksiniz. Ne yaman çelişki!
Anımsatayım! Tokat AKP’li Emirseyit Belediyesi’nin müracaatı üzerine, Tokat Toprak Koruma Kurulu’ nda (yoksa Tokat tarım arazilerinin canına okuma kurulu mu demeliyim) bulunan Ziraat Odası Başkanı, TEMA’ nın, Ziraat Mühendisleri Odası’nın ve ve GOP Üniversitesi’nin karşı oy kullanmasına karşın, Büyük Ova Koruma alanı içerisindeki tarım arazilerinin imara açılmasına kabul oyu vermiş, ancak tarım arazilerinin imara açılması önce Tokat Bölge İdare Mahkemesi, daha sonra Samsun İstinat Mahkemesi ve daha sonra da Danıştay tarafından ret edilmişti.
Tokat Ziraat Odası Başkanı bu sefer de, Tokat Belediyesi’nin yine Büyük Ova Koruma alanı içerisindeki tarım arazilerinin sanayi imarına açılması talebi üzerine, TEMA’ nın, Ziraat Mühendisleri Odası’nın ve GOP Üniversitesi’nin karşı oy kullanmasına karşın, Büyük Ova Koruma alanı içerisindeki tarım arazilerinin sanayi imarına açılmasına kabul oyu vermiştir.
Şimdi kalkmışlar “körler memleketinde şaşılar padişah olur” misali birbirlerini ağırlıyor, birbirlerine övgüler düzüyorlar.
Büyük Ova Koruma alanı içerisindeki tarım arazilerini sanayi imarına açmak isteyen belediye başkanı ile buna çanak tutan Ziraat Odası Başkanı gözümüzün içine baka baka “Tokat tarımını daha da güçlendirmek için pek çok projeye imza attıklarını” söyleyebiliyorlar.
Kelimeler kelime, sözler söz, cümleler cümledir ama yalnızca performans gerçektir. Yapılanlar ortadır.
“Köylü milletin efendisi” imiş. Bir zamanlar öyleydi. Günümüzde bu tür hamasetle günü kurtarmaya çalışanlar yüzünden köylü perişan hale geldi ve bu şehrin Ziraat Odası Başkanı hala bu gerçeği unutarak, buna neden olanlara methiyeler düzüyor.
Düşünün Tokat şehrinin Ziraat Odası Başkanı, Tokat Büyük Ova Koruma Alanı içerisindeki tarım arazilerini sanayi imarına açmak isteyen ve bunun için harekete geçen Tokat Belediye Başkanı’na önce Toprak Korumu Kurulu’nda “evet” oyu veriyor, yetmiyor, belediye başkanına “teşekkür plaketi” veriyor.
Tokat’ta karşılaştırmalı üstünlüğe sahip Tokat tarım sektörü hala hak ettiği seviyeye gelememiş, üretimdeki sorunlarını aşamamış, standartlaşamamış ve rekabetçi piyasalara açılamamışsa işte bu zihniyet yüzündendir.
Bu işler “cağız, ceğiz” le olmuyor. On yılını yaklaşık 2 yıl sonra dolduracak olan Sayın Belediye Başkanı’nın belediye olarak hangi somut tarımsal projelere imza attıklarını, hangi ölçülebilir çıktıları elde ettiklerini öğrenmek isterim.
Eğer Sayın Belediye Başkanı söylediği gibi belediye olarak “Tokat tarımını daha da güçlendirmek için pek çok projeye imza atmışlarsa bu projeleri ile ilgili açıklamaları stratejik planlarında ya da hazırladıkları proje vaatleri arasında neden göremediğimizi de açıklamalıdır.
Bugün Tokat tarımı da dâhil Türk tarımı sancı içerisinde ise sebebi işte bu kör siyaset ve kuru hamaset yüzündendir.
Sayın Eroğlu’nun derdi bu şehrin büyümesi ve gelişmesi, Tokat’ın tarımda, Türkiye’nin 10 ilinden biri ve Karadeniz bölgesinde tarım ve hayvancılıkta lider şehir yapmak ise Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı tarafından 2006 yayınlanan “Yeşilırmak Havza Gelişim Projesi Bölgesel Gelişme Ana Planı” nda Tokat için yapılan öngörü ve projeksiyonların bugüne kadar neden dikkate alınmadığı hususlarında da bir iki kelam etmelidir.
Kendisine “teşekkür plaketi” veren Ziraat Odası Başkanı’nın da bu ana plandan bi haber olması şaşırtıcı değildir. Şimdi kalkıp “şöyle atlayacağız, böyle zıplayacağız” mealinden açıklamalar yapılması bizim de zihin dünyamızda fırtınalara neden olmaktadır.
Tokat’ ın tarım da dâhil, tüm kalkınma alanlarında ilerleme kaydedilebilmesinin yolunun kuru hamasetten değil, bilgiden, doğru veriye dayalı gerçekçi hedefleri cesurca belirlemekten ve bunları belli bir yönetim aklıyla, ilgili tüm taraflarla istişare ve işbirliği içinde ve planlama dâhilinde uygulamaktan geçtiğini ve bu anlamda da Tokat tarımının gelişiminden sorumlu kamu ve sivil toplum temsilcilerinin tarımın gelişimi için doğru konulara odaklanıp odaklanmadıkları konusunda kendilerini samimiyetle sorgulamaları gerektiğini düşünüyorum.
Bu sorumluların bir idare i maslahat tutumu takınarak, işlerini gerektiği gibi değil de, günün şartlarına göre idare ederek günü kurtarmaya çalışmaları bu memlekete yapılacak en büyük kötülüktür.
Tokat tarımının, Vali Bey’in ya da Vali Beylerin aldıkları geçici (palyatif), sürdürülebilirliği olmayan göstermelik ve oya tahvil edilebilecek projelerle de geliştirilemeyeceği çok açıktır.
Tokat tarımının nasıl geliştirilebileceği ile ilgili yöntemler ve projeler gayet açıktır. Birincisi; gel geç hevesler içinde boğulan, PR yapma arzusuna dayanan, derme çatma uygulamalardan vazgeçmek bunun yerine, orta ve uzun vadeli planlar yapmak, kaynak yaratmak ve projeleri kesintiye uğratmadan uygulamaya almaktır.
Örneğin; konuşulan ama nedense bir arpa boyu yol alınamayan “Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi” tüm üniteleriyle eksiksiz biçimde neden yapılamıyor, ya da yapılması için planlamaya alındı mı, alındı ise plan detayları nedir bileniniz var mı?
Sözün kısası Tokat tarımının gelişmesi, kameralar ve fotoğraf makineleri önünde hamaset yapmakla, Tokat tarım arazilerini sanayi imarına açmakla değil, akılcı, sürdürülebilir ve şeffaf projeleri hayata geçirmekle olanaklıdır.