Kadir Özbilgin Köşe Yazıları Manşet Tokattan

45 yıllık oda başkanı!..

Geçtiğimiz hafta “İki kafadar; Başkan Eyüp Eroğlu ve Ahmet Dökülen” başlıklı bir makale yazmıştım.

Tokatlıların Yeri / Gülistan Medya Platformu’nda da yayınlanan bu makalemim altına yorum yapan Tokatlı Yıldırım Akgül kardeşimiz “Bir insana tutup ta 45 yıl bir oda başkanlığı verirseniz böyle olur. Tokat çiftçisi ne az bile yapılıyor. Sorun yok…” demiş.

Bu vesile Tokat Ziraat Odası Başkanı’nın 45 yıldır oda başkanlığı yaptığını öğrenmiş oldum /olduk.

Bu süre tam Yıldırım Bey’in yazdığı gibi 45 yıl mıdır bilmiyorum ama teyit etmeye çalıştığım bu süre için yapılan bazı hesaplamalardan kesin en az 43 yılı var diyebiliriz.  İnsanın inanası gelmiyor. Dile kolay bir insan 43 ya da 45 yıl fark etmez, oda başkanlığı nasıl yapar?

Tokat tarımının gelişiminde üstün başarılar gösterdiğini farz etsek bile ki, Tokat tarımının ve Tokat çiftçisinin hali pür melali ortadadır, yine de 43-45 yıl oda başkanlığı yapmak nasıl açıklanabilir?

Kimse üstüne alınmasın, şöyle bir tahminim var.

Eğer bir oda başkanı sürekli idare-i maslahat tutumu takınarak, işini gerektiği gibi değil de günün şartlarına göre idare ederek durumu kurtarıyorsa, nabza göre şerbet veriyorsa, Tokat tarımını geliştirecek işlerle meşgul olmak yerine, üyelerine ve siyaset erbabına şirin gözüküyorsa ve bunda da bir sakınca görmüyorsa değil 43-45 yıl, ömür boyu başkanlık yapar.

Anlaşılıyor ki adı geçen Tokat Ziraat Odası Başkanının bulunduğu görevden affını istemek gibi bir niyeti de yok.  Ya da bizim bir büyüğümüzün yaptığı gibi “metal / mental yorgunluk” deyip, bu durumdaki yöneticilerimizi bulundukları makamlardan almak ya da emekliye sevk etmek gibi olanağımız da yok. 

Tek beklentimiz uyuyan üyelerin uykudan uyanması, sorup sorgulaması ve kendilerini kuşatan zincirlerden kurtularak, bu türdeki odaların yönetimini, geleneksel yönetim anlayışına sahip tek adam (başkan) yerine, bu konuda deneyimli, çağdaş yönetişim kavramına ve bilimine sahip, yerel düşünüp küresel hareket edebilecek, siyasal bir düşünce alanına sahip olsalar da, Tokat tarımını gerçeğin ve bilimin ışığında yönetebilecek bir başkan ve ekibine kavuşturmalarıdır.

***

Türk toplumundaki siyasetçilerde, oda başkanlarında, sendika başkanlarında, kooperatif başkanlarında hatta bazı sivil toplum örgütlerinde “sürekli siyaset” veya “sürekli makam” diye bir hastalık var.

Bu makamlara gelenler, bu makamların sunduğu olanakları kaybetmemek için,  üstlendikleri görevlerin “süreli” olduklarını bir türlü anlamak istemiyor.

En canlı kanlı örneği de AKP iktidarı. Ülke büyük bir açmazın içine düşmüş inanılması güç iddialar ortaya atılmış, işsizlik yolsuzluk ve yoksulluk göstergeleri karabasan gibi ülkenin üzerine çökmüş ama hala iktidarda tutunmak için çırpınıyorlar.

Düşünsenize, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’de iktidarda kaldığı yaklaşık 19 yılda ABD’ de tam 4 başkan değişmiş. (George W. Bush/2001-2009), Barack Obama/2009-2017), Donald Trump/2017-2021) (Joe Biden/20. Ocak 2021)

Üstelik yeni olan Joe Biden’ı saymazsak, söz konusu ABD başkanlarının hepsi de başarılı. Bugün Türkiye’de konuşulan, adalet, kalkınma, demokrasi, liyakat, ehliyet, yolsuzluk, yoksulluk, işsizlik, yüksek enflasyon, cari açık gibi konular gündemlerini meşgul etmiyor. Onlar ileri demokrasi, ileri kalkınma, uzay teknolojisi gibi kavramları konuşuyorlar ve hoşumuza gitmese de dünyaya hükmediyorlar.

Biz de ise insanların hayatlarını direkt ya da dolaylı etkileyen sorumlu mevkilerde bulunanlar ne kadar başarılı olup olmadıklarına bakılmaksızın kurdukları siyasi ilişkileri, delege ve seçim düzeniyle iktidarlarını sürdürmeye devam ediyor, iktidarlarını sürekli kılmak için çabalayıp duruyorlar.

Ülkenin haline bakın! Sürekli başbakan, başkan olmak isteyen siyasiler, sürekli başkan olmak isteyen parti genel başkanları, sürekli milletvekili olmak isteyen hatta bir meslekmiş gibi milletvekilliğinden emekli olanlar,  sürekli belediye başkanı olmak için çırpınanlar, sürekli oda başkanı olmak isteyenler. Liste uzayıp gidiyor…

“Başarısız olduk, bırakalım” ya da “Artık bu işi daha iyi yapabilecek gençlere bırakalım, ülkenin ve insanların önünü açalım” diyenine rast gelmedik.

***

İşte Tokat Ziraat Odası Başkanı’nın 43 ya da 45 yıldır bu görevi sürdürüyor olması Türkiye’deki “sürekli siyaset, sürekli makam” anlayışının ve yerel siyasi otoriteyle kol kola olmanın bir yansımasıdır.

Üzücü olan Ziraat Odası üyelerinin bu duruma ses çıkarmaması değildir. Onlar köylüdür, çiftçidir, bin bir emekle, zahmetle üretim yapmaya çalışan insanlardır.

Bu duruma üzülmesi ve gereğini yapması gerekenler, 43-45 yıldır bu makamı işgal edip, Tokat tarımının gelişmesine hatırı sayılır bir ivme kazandıramayıp, Tokattaki tarım arazilerinin sanayi imarına açılmasına “evet” diyen oda başkanı ile O’nun arkasından gidenlerdir.

***

Bu vesileyle bir konuyu da anımsatayım. Çarşamba günü de genişçe yazacağım

Başarılı olduğu tartışmalı bir oda başkanının 43-45 yıldır görevde olması nasıl ki şaşılacak bir konuysa, görevde olduğu kısa bir sürede somut ve ölçülebilir başarılı projelere imza atan Turhal Pancar Ekicileri Kooperatifi Başkanı Yalçın Bekler ‘in genel kurul seçimiyle değil de,  siyaset eliyle görevden uzaklaştırılması da o denli şaşırtıcı, üzücü ve de düşündürücüdür.

Seçimle üstlendiği görevde başarılı olup da, siyasete yaslanmadığı için tarımsal kooperatifin yönetiminden uzaklaştırılan bir başkan ve görevden uzaklaştırma biçimi için iki kelam edemeyip, bu konuda hatalı ve çekingen tavırlar sergileyenlerin, Tokat tarımını geliştireceklerinden dem vurmaları, tarım arazilerinin sanayi imarına açılmasında işbirliği içinde olmaları ve birbirlerine övgüler düzmeleri  çok ama çok düşündürücü ve üzücüdür.

Tarım arazisinin sanayi imarına açılmasına “onay” veren Tokat Ziraat Odası Başkanı’nı ziyaret eden Başkan Sayın Eyüp Eroğlu’nun, hakkında kesinleşmiş somut bir gerekçe olmadan Yönetim Kurulu Başkanlığı elinden alınan, Samsun’a gönderilen Sayın Yalçın Bekler hakkında kamuoyuna yansıyan menfi ya da müspet iki kelamına tanık oldunuz mu? Peki, Tokat Ziraat Odası Başkanının?

Hadi bir takım endişelerden hareketle görevden alınan Başkana arka çıkmadılar, çıkamadılar diyelim.

Peki, bir yıldır kayyum tarafından yönetilen Turhal Pancar Ekicileri Kooperatifi’nde neler yaşandığını, atamayla gelen kayyum heyetinin genel kurul seçimlerini neden geciktirdiğini,  bu kayyum heyetinin yetkisi olmadığı halde kooperatifin mal varlıklarını neden satışa çıkardığını ve genel kurul seçimlerinin ne zaman yapılacağını sorguladıklarına tanık oldunuz mu?

Önceden hazırlık yapıldığı anlaşılan bir ziyaret gerçekleştirerek “…tarıma dayalı çalışmaların yanında yer alarak şehrimizi büyütmenin, tarımda geliştirmenin gayreti içerisindeyiz” gibi süslü ama gerçek dışı sözlerle ve tescilli kekemeleri oynayarak 43 – 45 yıldır başkanlık yapmakla yürümüyor bu işler.

Bu işler vizyon, misyon ve kaynağı rasyonalite olan cesaret istiyor.

Bunlar yoksa değil 43-45 yıl, ömür boyu başkanlık yapsanız nafile…

Şehrinizi değil, belki kendinizi kalkındırırsınız, ya da kendinizi kandırırsınız!

İlgili Yazılar

Bu engelliler ile engelleri nasıl aşacağız?

TOKATtan Haber

Belediye personeline “Sertifikalı İlk Yardım Eğitimi”

TOKATtan Haber

Bakanlıktan talimat gelmese Corona denetimi umurlarında bile olmayacaktı!

TOKATtan Haber

1 Yorum

Yıldırım AKGÜL Kasım 19, 2021 at 11:11 am

Kadir bey, Tokat Ziraat Odası Başkanı sayın Ahmet Dökülen benim rahmetli dedemin sevdiği bir dostu arkadaşıdır. Ahmet bey bizim bir anlamda büyüğümüz sevdiğimiz saygı duyduğumuz bir insandır bunu burada belirteyim. Ancak benim öz kardeşim, öz amcam olsa fark etmez. Bizlerin, toplumsal duyarlılığı olan insanlar olarak samimi bir dille gördüğümüz yanlışları dile getirmek gibi bir sorumluluğumuz var. Sizin de ifade ettiğiniz gibi 45 değil de hadi 43 yıl kesin. Bu nasıl bir şeydir Allah aşkına? Bu ülke tarımı hayvancılığı işte bu yanlışlarımız nedeniyle bitme aşamasına gelmiştir. Ahmet abi eminim kırılıyor bizlere ama kimse kusura bakmasın dabak sevdiği postu yere çalarmış. Ahmet abi gençlere yol vermelidir artık. Benim oğlum yüksek ziraat mühendisidir ve bu ülkede kendisine bir gelecek göremediği için ne yazık ki Avrupa da yaşamayı planlıyor. Türkiye gibi bir tarım ülkesinde bir yüksek ziraat mühendisi ülkeyi terk etmek zorunda hissediyor kendisini. Bu durum sadece ziraat odalarında değil ülkenin tüm stk larında vardır. Bir şekilde bir meslek örgütünün başına geçen şahıs o kurumu kendisine tapulandığını falan düşünmeye başlıyor ve oradan gitmemek için türlü çabanın içine giriyor. Bu zihniyeti kırmak lazım artık.Hepimiz şapkamızı önümüze koyup düşünelim. Elimizi vicdanımıza koyarak bir muhasebe yapalım. Saygılarımla… Yıldırım AKGÜL

Yanıtla

Yorum Yaz