Bakan Sayın Soylu ‘nun bize “güneşin altında yeni bir şey yok” dedirten konuşmasını bilmem dinlediniz mi?
Hadi diyelim ki, O’nu dinleyen ve inanan mutlu bir azınlık söylediklerine kandı, kendi seçmenini pekiştirmeye (konsolide etmeye) dönük ayrıştırıcı ve gerçek olmayan sözlerine inandı.
Peki, ilk genel seçimlerde AKP’ye oy verecekler mi? Bunun bir güvencesi (garantisi) var mı?
Bu konuşmaları dinleyen ve hatta alkışlayan topluluk, 20 yıldır hortumu AKP’ye bağladıklarını ve ülkenin tüm kaynaklarının yine AKP eliyle fakire fukaraya değil de, bir avuç zengine aktarıldığını bilmiyor mu? Tokatlı seçmen, seçim zamanı bunu anımsamayacak mı?
Bakan Soylu ‘nun ayrıştırıcı konuşmasını dinleyip alkışlayanların aklına hiç “Hani AKP varoşların partisiydi. Yoksulların partisiydi. 20 yıldır dolar milyarderleri yaratıp, fakir fukarayı ezip, belinden bağlayan uygulamalarınız da neyin nesi?” diye sormak gelmedi mi?
Bakan Soylu kendisine ses çıkarmayacak “tescilli kekemeleri” oynayan bir azınlığı bulmuş, hem onları hem de kendisini inandıracak konuşmalar yapıp duruyor. Ama suç O’nda değil! Suç, bu iktidarın “beka” söylemine ve “dindar” olduğuna inanıp oy veren vatandaşta.
Ancak AKP bu “ beka” ve dindarlık” söyleminin de artık sonuna geldi! Yoksullaşan, aç ve işsiz kalan milyonlar, geleceklerinden umudunu yitirmiş gençler, hangi tarihin, hangi inancın insanı olduklarını ilk genel ve yerel seçimlerde anımsayacaklardır. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın!
Devletin en tepesinden başlayarak, kimi politikacıların “mafya gibi racon kesen” sözleri ve davranışları artık önemsenmiyor. Uçakta “Kıble ne tarafta?” diye sorup namaza durmaya kalkanların dindar değil, hileci (düzenbaz) olduğunu da artık herkes biliyor.
İzlenen siyasete bakar mısınız? 20 yılsonunda geldikleri nokta “koca bir hiç” ama onlar hala “özü pas geçen” açıklamalarla toplumu oyalamayı ve ayrıştırmayı sürdürüyorlar.
Sayın Soylu ‘nun konuşmalarından anlıyoruz ki; bir zamanlar sürekli kararlılıktan (istikrardan) söz ederek koalisyonların “Tu Kaka” olduklarını ileri sürenler şimdi de, MHP ile koalisyon yaptıklarını unutarak ya da görünmez kılarak, ”Millet İttifakı” nın ağırlığını oluşturan partilerin liderlerine olmadık söz söylemekte bir sakınca görmemekte, kendilerinin içinde olmadığı bir “uzlaşma kültürü” nedir bilmemekte ve siyasetlerini çatışma kültürü üzerine bina etmektedirler.
İnanılır gibi değil! Sayın Soylu ‘nun konuşmasından anlıyoruz ki; AKP, ülkemizin üzerine düşen kar tanelerinin oluşturduğu çığdan kendilerini hiçbir şekilde sorumlu tutmuyor. 20 yıldır iktidardalar ama durmadan muhalefeti suçluyorlar. Muhalefetin katılımcı ya da savunucu rollerini terk edip, kendilerini koşulsuz desteklemelerini istiyorlar, bunun adına da demokrasi diyorlar.
Anımsatırım! Geçtiğimiz yerel seçimlerde, AKP’nin tüm uğraşlarına karşın, Türk seçmeni akıl dışı nedenlerle oy vermeyip, “Yağmur duasına çıkmadan önce, meteorolojinin kayıtlarını karıştırmak her zaman faydalıdır” sözünden hareketle, AKP’nin İstanbul Belediyesi’ndeki egemenliğine son vermiştir.
Geleceği bilme savında olan birisi (kâhin) değilim. Ancak, bir olayın gerçekleşeceğini önceden bilme (kâhinlik), beklenen bir olayı eldeki verilere dayanarak kesin bir bakış açısı ile değerlendirmekse, Türk seçmeni AKP’nin ve O’nun kurmaylarının da “özü pas geçen” açıklamalarına, 20 yıldır vatandaşı, ezen ve ayrıştıran politikalarına da “kırmız kart” gösterecektir.
Kimse buna şaşırmasın!
