İzleyen okurlar biliyorlardır, iki gündür Tokat’ta yapılan Bölge Planı İl Çalıştay’ ı ve bu çalıştayla ilgili olarak Belediye Başkanı Sayın Eyüp Eroğlu’nun seslendirerek öne çıkardığı üç konu hakkında yazıyorum.
Bunlar sırasıyla “iletişim ve ortak akıl”, “Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi” ve “Tokat ulaşım ağı” konularıdır.
Bunlardan ikisini iki gündür yazdım, bugün ki konu ise “Tokat ulaşım ağı” konusudur.
Sayın Başkanın dile getirdiği “Tokat ulaşım ağı” konusu da kuşkusuz makro ölçekte bir konudur ve siyasal iktidar tarafından gerçekleştirilmesi gereken yaşamsal yatırım projesidir.
Aramızda “Bütün bunlar 20 yıldır niçin gerçekleşmemiş de şimdi “Bölge Planı İl Çalıştayı” nın konusu olmuş?” sorusunu soranlar çıkabilir.
Çok da yerinde ve haklı bir sorudur. Ancak bu tür makro ölçekteki yatırımların gerçekleştirilmemesinden mikro ölçekteki birinci derecede sorumlular siyasal iktidarın ve Cumhur İttifakı’nın Tokat milletvekilleridir, belediye başkanı değil!
Aslında şehrin ticaret hacminin artırılmasına da engel teşkil eden bu sorun, bir şehrin belediye başkanı için de dert edineceği bir sorundur. Anlaşıyor ki Başkan Bey’de der edinmiş. Bu bağlamda Sayın Başkan’ın parmak bastığı Tokat Ulaşım ağı sorunu bir türlü sonuca bağlanamayan, uzayıp giden ve bu haliyle şehre zararı dokunan bir konudur ve bu haliyle de yılan hikâyesine dönmüştür.
Bu sorun çok yönlü olumsuz sonuçları olan ve Tokat’ yıllardır onarılması güç yaralar açan süreğen bir konudur.
Bu sorunun bireysel seyahatlere dönük olumsuz sonuçları olduğu gibi, Tokat’ın sanayisine turizmine, tarımına kısacası ekonomisine yönelik ağır sonuçları da vardır.
Örneğin Tokat’ın rekabetçi pazarlara ulaşması şu an için olanaklı değildir. Rekabetçi pazarlara ulaşmak en düşük maliyetli ulaşım araçlarıyla olanaklıdır. Bu bağlamda Tokat’ta üretilen ürünlerin rekabetçi (yurtiçi ve yurtdışı) pazarlara ulaşmasının yolu raylı sistem ve karayoludur.
Uygun maliyetle yurtiçi pazara ulaşmak da önemlidir ama burada sözü edilen rekabetçi pazarlar özellikle yurtdışı pazarlardır. Bu pazarlara ulaşmanın şu an en ucuz (rekabetçi) yolu deniz yoludur.
Örneğin Tokat ihraç ürünleri en uygun maliyetle ancak Samsun Limanı’ndan yurtdışına gönderilebilir. Tokat’tan Samsun Limanı’na en uygun maliyetle ulaşmanın iki yolu vardır.
Birincisi tren yoluyla… Bunun için Tokat OSB-Turhal tren yolu yatırımın mutlaka gerçekleştirilmesi gerekir. Bu konu Sayın Adnan Çiçek döneminde 2 dönem üst üste stratejik plana girmiş ancak artık ümit kesilmiş olmalı ki belediyenin son stratejik planına dâhil edilmemiştir.
Ancak Tokat’tı rekabetçi pazarlara ulaştıracak en uygun ulaşım ağı Tokat OSB-Turhal-Samsun demiryolu ulaşım ağıdır.
İkincisi ise karayolu ile olanıdır. Tokat’ı karayolu ile rekabetçi pazarlara ulaştıracak en uygun ulaşım ağı ise Tokat-Niksar-Ünye bölünmüş karayoludur.
Bu yol güzergâhı Tokat turizmine de hayat verecek bir yoldur.
Değerli okurlar bireysel ziyaretler dışında, Tokat’ı turizmde geliştirecek olan sipariş turlar değil, acentelerin kendiliğinden; talep-arz yönlü oluşturacakları turlardır.
Yapılan görüşmeler turların talep-arz yönlü seyahat programlarının zengin olduğu ancak, ulaşım ağının uygun olmaması nedeniyle Tokat’ın by pas edildiğini ortaya çıkarmıştır. Bu durum güncelliğini hala korumaktadır.
Şöyle ki, Amasya’ya gelen turlar Amasya’dan direkt Samsun üzerinden Karadeniz’e ulaşmaktadır. Turların Amasya’dan direkt Samsun’a gitmelerinin en temel nedeni konaklamadır.
Amasya’ya gelen turlar çoğunlukla Tokat’a gelmek istemekte ancak Tokat’tan Karadeniz’e bugünkü Tokat-Niksar-Akkuş-Ünye yolu üzerinden çıkmaya sıcak bakmamaktadırlar. Kapadokya üzerinden gelen turlar için de durum aynıdır.
Turların gerek Amasya’dan, gerekse Kapadokya üzerinden Tokat’a gelmeleri için Amasya-Zile-Pazar-Tokat karayolu, Çamlıbel Tüneli ve Tokat-Niksar-Ünye bölünmüş yolunun mutlaka yatırım programına alınması ve tamamlanması gerekmektedir.
“20 yıldır tamamlanmayan bu yatırımların gerçekleşme ihtimali var mı?” diye soracak olursanız, sihirli cümle “iletişim ve ortak akıldır”
“İletişim ve ortak aklı” önceleyerek, planlamayı dikkate alarak, siyasi yandaşlık ve ayrıştırmalara çanak tutmayarak ve de memleket meselelerinde “ tek ses tek yumruk” olarak hareket edilmesi halinde bu şehrin çözülmeyecek sorunu yoktur!
