Kadir Özbilgin Köşe Yazıları Manşet Tokattan

Milletvekili Özlem Zengin neyi “sindire sindire” yapmayı planlıyor bilmiyorum ama artık ben içime sindiremiyorum (I)

 Dikkate alınır mı bilmem, yazımın hemen başında şu kişisel düşüncemi ve uyarımı yapayım!

Sayın Özlem Zengin genel seçimlerde birazdan yazacağım söylemlerini aynen devam ettirerek AKP’den Tokat milletvekili adayı olursa AKP’nin Tokat’ta kan kaybını hızlandırır.

Bu bir kehanet değil, “muhtemel bir olayı yaşanan olaylar ve edindiğim kanaat ışığında, kesin bir bakış açısı ile görmekten başka şey değildir.

Bunun kehanet olmadığını yazıyı okuyunca anlarsınız. Dayanaklarım var.

Perşembe günü Tokat Belediyesi’nin DSİ alanında yaptığı Şehir Parkı’nın açılışı vardı.

Tokat’ın hal-i pürmelali ortada olan yerel medyası gözünü kulağını ve sesini kapatıp üç maymunları oynadıkları için, gerçekleri objektif bir bakış açısıyla yazmak, yine bizim gibi sorumluluk duygusuyla hareket eden akılsız(!) birkaç biperva adama kalıyor.

Bu açılışta konuşma yapan Sayın Özlem Zengin, inciler döktürdüğü konuşmasını , “Mevlana diyor ki, ‘kelimeler de lokmalar gibi nasiptir’ nasipse söylersiniz, nasipse işitirsinizdiyerek sonlandırdı.

Ne şanssız bir kul imişim ki, benim nasibime de Sayın Özlem Zengin’in gerçekle uzaktan yakından ilgisi olmayan hamasi konuşmasını işitmek düştü.

Ben de Mevlana’nın “Günün adamı olma, hakikatin adamı ol. Gün değişir ama hakikat değişmez” sözüyle, Hacı Bektaşi Veli’nin “Biz dile ve söze değil, öze ve hale bakarız” sözlerini anımsatarak, Sayın Özlem Zengin’in konuşmasında gerçekle ilgisi olmayan sözlerine, açıklamalarına değineyim.

Çekilen görüntülerden, Sayın Özlem Zengin’in açılışa gelen bir avuç insana yaptığı konuşmasına başladığı sırada, bir bayanın gösterdiği sesli tepkiden çok etkilendiği, sinirlendiği ve dağıldığı anlaşılıyor.

Oysa Sayın Özlem Zengin’de dâhil olmak üzere AKP milletvekillerinin yurttaşın göstereceği tepkilere hazırlıklı olmaları gerekiyor. Öyle ilkokuldayken yaşadığı ve belleğinde sakladığı “parmak kaldırma ve indirme” hatırasıyla, bunalan yurttaşın sesini kesmek, üst perdeden nezaket dersi vermeye çalışmak, 20 yıl sonunda ülkenin ve Tokat’ın geldiği noktanın vahametini ortadan kaldırmıyor.

Bu “nezaket dersi verme” çıkışı yetmezmiş gibi, konuşmasında “Tüm samimiyetimle söylüyorum. Ben de genel başkan yardımcısı olarak bir sürü ile gidip geliyorum. Tokat neredeyse hiç sorunu olmayan illerden bir tanesiBunun altını çizmem lazım. Bu işler oluyorsa bizim kardeşliğimizle birlikte oluyor. Bizim birinci meselemiz Tokat’tır değerli arkadaşlar. Burada hiçbir sorunun askıda kalmasına biz müsaade etmeyiz” diyor.

Evet, evet, “Tokat neredeyse hiç sorunu olmayan illerden bir tanesi” diyor.

İnanamadınız değil mi? Ben de duyduklarıma inanamadım. Konuşmasını videodan tekrar tekrar izledim.

Beni tanıyanlar  “kaba bir adam” olmadığımı, eleştiriye açık olduğumu bilir. Kolay kolay sinirlenmem. Ancak bu sözlerin edildiği ortamda ben de olsam dayanamayıp, Sayın Özlem Zengin’in konuşmasını bölebilir, kibar bir dille “Lütfen hamaset yapmayınız! Sizi dinleyenlere gerçekleri söyleyiniz!” demekten kendimi alamayabilirdim. Çünkü doğru olmayan sözü dinlemek, söylemekten çok daha zordur!

Sayın Özlem Zengin’in, yaptığı konuşmasını nasıl tanımlayayım bilemedim. Ben konuşmasının satır aralarını sizinle paylaşayım, buna siz karar verin.

Şu nasıl olabilir? Kürsüye çıkacaksınız, konuşmanızı kesene sinirlenip, nezaket dersi vereceksiniz, sonra da insanların gözünün içine baka baka “Tokat neredeyse hiç sorunu olmayan illerden bir tanesi. Bunun altını çizmem lazım” diyeceksiniz.

Sayın Özlem Zengin’e bir suçlama yöneltmek amacıyla değil, genel anlamda belirtiyorum, gerçekleri söylememek de bir nezaketsizlik örneğidir. Hangi parti ya da düşünceden olursa olsunlar, zaman ayırarak açılışa gelen insanlara “doğru olmayanı”,  “doğru” diye söylemek incelik değildir.

Şuna bakar mısınız? Sayın Zengin bir sürü vilayete gidip geliyormuş ve Tokat neredeyse hiç sorunu olmayan illerden birisiymiş.

Sayın Özlem Zengin’in hangi illere gidip gitmediğini bilemem ama bu sözünden Tokat’a gelmediği, ya da “ateş almaya gelmiş” gibi uğrayıp, çok az kalıp hemen gittiği anlaşılıyor.

Eğer bizim gibi yaşamı Tokat’ta geçse, Tokat’ın derdini ve verimini yaşamış olsaydı ya da Tokat’ın sorunları hakkında doğru bilgilendirilseydi tümcesini “Tokat yakın coğrafyamızdaki iller arasında en çok sorunu olan illerden birisidir” veya “Tokat çok sayıdaki sorunu çözülmeyen illerden birisidir” şeklinde kullanırdı.

Sayın Özlem Zengin alınmasın ama Tokat’ın çok fazla, ağır mikro ve makro sorunları vardır. Bu sorunların birçoğu, zamanında yapılması gereken, fakat sorumluların göremediği ya da görmek istemediği için yapılmayan kolay işlerin birikmesiyle meydana gelmiştir.

Eğer dilerse ve gerçekten ilgiliyse, Tokat’ın ne tür sorunları bulunduğunu içeren bir dosyayı kendisine gönderebilir hatta isterse kendisine bir sunum da yapabilirim.

Tokat’ın birçok makro ve mikro ölçekteki sorunlarının bugün de çözülmemesinin nedeni, sorumluların, her dönem, bir “idare-i maslahat” tutumu takınmaları, sorunları görmezden gelmeleri ve işlerini gerektiği gibi değil de, günün şartlarına göre idare ederek günü kurtarmaya çalışmalarıdır.

Konuşmasında “Türkiye’deki en demokratik ortamın olduğu yer TBMM’dir” diyor ki, bunun böyle olmadığını da bir ara ayrıca yazarım.

Ama konuşmasının en çok,  DSİ’nin yerine bugünkü değeri 80-90 milyon olan bir park yapıldığını, burasının nefes alınacak bir yer olduğunu, belediyenin bu alanı imara açarak inşaat da yapabileceğini bize anımsatarak, “oturun oturduğunuz yerde, bu duruma sevinin”  imasında bulunduğu kısmını tuttum.

Hakkını teslim edeyim! İşte bu imasında doğruyu söylüyor. En azından ben, “belediye burasını Allah’tan park yaptı, ya imara açıp, 3 emsal ve 15 kat konut veya ticarethane inşaatına açsaydı ne yapardık?” diye düşünmedim diyemem. Hatta ne olursa olsun park yapıldı, hiç değilse alan yeşil olarak kaldı” diye sevindim bile.

Konuşmasının bir bölümünde de bizlere ders veriyor ve diyor ki; “Her şeyi adım adım yapabiliriz. Sindire sindire. E birde tabi ki her ilin hakkı hukuku var. Her il istiyor ki bunları alalım. O yüzden bazı şeyleri yaparken adım adım yapacağız. İşte Tokat bir tarım şehri. Evet, doğru ama bir taraftan Tokat sanayisi daha gelişsin istiyoruz.”

İşte bizim itirazımız da tam bu noktada! Evet! Her ilin bir hakkı hukuku var ve biz de Tokat’ın hakkı hukuku korunsun, Tokat milletvekilleri Tokat’ın alması gereken yatırımları alsın, üvey il muamelesi görmesin istiyoruz. Fazla uzaklara gitmeye gerek yok! Hemen yanı başımızdaki, Amasya, Sivas, Yozgat gibi iller almış başını gidiyorken, bu illerle Tokat’ın arasındaki gelişmişlik makası her geçen gün bizim aleyhimize açılırken ve tüm bunlara karşın Tokatlılar yüksek oy yüzdeleriyle AKP’ye en büyük desteği vermişken, “Tokat makûs talihini 20 yıldır niçin yenemedi?” diye soruyoruz.

Sayın Özlem Zengin bazı şeyleri “adım adım”, “sindire sindire” yapacaklarını söylüyor. 20 yıldır o adım bir türlü atılmayıp, hamasi konuşmalara dönüştüğünde, hoşa gitmeyen tepkiler ve eleştiriler alındığında sinirlenmemek, bu tepki ve eleştirileri bir tür hediye olarak görmek gerekiyor.

Sayın Özlem Zengin Tokatla ilgili neyi “sindire sindire” yapmayı planlıyor bilmiyorum ama artık ben Tokat’ın hak ettiği yatırımları zamanında alamamasını içime sindiremiyorum.

DEVAMI YARIN

İlgili Yazılar

1000 yıllık ata tohumu ekimi bu yılda devam ediyor

TOKATtan Haber

Kadim Durmaz: “Birlikte üretip hakça paylaşacağız”

TOKATtan Haber

Cross Countay 2020 Uluslararası Yamaç Paraşütü Yarışması

TOKATtan Haber

Yorum Yaz