Kadir Özbilgin Köşe Yazıları Manşet Tokattan

Gelelim TSO Başkanı Ali Çelik’e…

Malumunuz birkaç gündür Tokat TSO başkanlığı seçimleri konusunda yazıyorum.

Bugün de mevcut başkan ve aynı zamanda ikinci dönem başkanlığa hazırlanan Sayın Ali Çelik’le ilgili düşüncelerimi belirteceğim.

Umarım ve dilerim bu yapıcı eleştirilerim bir tür hediye olarak kabul görür.

Atalarımız söz unutulur yazı kalır demişler. Ben de önce, Sayın Ali Çelik’in 2018 deki yazılı vaatlerine değineceğim.

Sayın Ali Çelik 2018 de “Bu kader değişecek bu şehir gelişecek” sloganıyla seçimlere girmişti ama kentsel gelişiminden geçtim, ne yazık ki, ekonomik anlamda da şehrimiz hissedilebilir bir gelişme yaşayamadı.

Yanlış anlaşılmasın! Sayın Ali Çelik “şehrimizi geliştiremedi” demiyorum. Zaten bu çok iddialı bir söylemdi. Şehrin birkaç yönden gelişimi söz konusudur. Bu bağlamda ekonomik kalkınma da dâhil, şehrin gelişimden birinci derecede sorumlu olan TSO Başkanı değildir. Kast ettiğim Sayın Çelik’in bir gelişmenin yaşanamayacağını öngöremediğidir.

Elbette bununla ilgili yüzlerce mazeret bulunabilir ama bir tek özrü yoktur.

Sayın Ali Çelik 2018 deki vaatlerinin sıralandığı broşüründe, “Türkiye’de çözümün sivil kitle örgütleri, siyaset, bürokrasi ve toplum” temelli yapılırken, “Tokat’ta kendimiz ve yöneticilerimiz dâhil, hiçbir şeyi değiştirmeden, herkesi ve her şeyi eleştirerek, hiç bir şey yapmadan, çözümü ve gelişmeyi bekleyerek” yapıldığını söylemişti. Gerçi 20 yıldır Türkiye’de de çözümün adresi hiçbir zaman sivil kitle örgütleri, siyaset, bürokrasi ve toplum olmadı. 2018 den sonra her şey tek adamın iki dudağı arasına indi ama Sayın Ali Çelik de en azından Tokat ölçeğinde gelişmenin önünü açacak, sivil-siyaset-kamu-özel-üniversite işbirliğini kuracak bir yönetişim anlayışını gerçekleştiremedi.  Meslek örgütlerini dahi bir araya getiremedi.

Eleştiri konusuna gelirsek; yapıcı eleştiri gelişmenin anahtarıdır. İnsanlar kör yanlarının farkına yapıcı eleştiri ile varabilir ve kendilerini geliştirebilirler. Bu anlamda yapıcı eleştiri bir tür hediye niteliğindedir.

Vaatlerine dönersek, 2018 de söz verdi ama şehrin fizibilitesini, tarım, turizm, sanayi, ticaret envanterini çıkaramadı. Oysa o kadar önemliydi ki anlatamam. Yine söz verdiği toplumda yerli üretim ve tüketimin yapılması konusunda bir farkındalık, bilinçlendirme çalışması yapılamadı. Söz verdiği yıllık planları, bilimsel raporları da göremedik.

Ya tarımla ilgili vaatleri; bizzat Tokat TSO’ nun projelendirdiği ve uygulamaya alınacağı belirtilen seracılık, sözleşmeli çiftçilik, tıbbı ve endemik bitkiler, sebze meyve işleme ve paketleme tesislerine ne oldu? Bunlar gerçekleşti de ben mi kaçırdım?

Peki, söz verdiği gibi oda bünyesinde çalışma ve iş hukuku konusunda uzman hukukçular istihdam edilmesi konusu ne oldu? Diğer aday Ahmet Sami Ülkü’de 2022 de bu sözü veriyor. Eğer Sayın Ali Çelik bu sözünü yerine getirdiyse Sayın Ahmet Sami Ülkü’ye ne oluyor? (Gerçi kadrolu bir hukukçunun TSO’ da çalıştırılması ne denli ekonomik ya da işlevsel tartışılır)

Seyirtepe’ye ne oldu? Sayın Ali Çelik 2018’ de “Şehire hâkim bir noktada yapılan bu güzel tesis özelleştirme ile en uygun şekilde işletecek kişilere devredilecektir Üyelerimize indirimli olmak kaydıyla ve Tokatlıların yararlanabileceği şekilde daha fonksiyonel hale getirilecektir” dememiş miydi? Peki, şimdi Seyirtepe ne halde? İşletildi mi? Daha fonksiyonel hale getirildi mi? Ne gezer! Güzelim tesis kendi haline terk edildi?

Ya E-Ticaret sitesine ne demeli? Sayın Ali Çelik 2018’ de “Ticaret ve Sanayi Odası Bünyesinde internet alışveriş sitesi oluşturup, üyelerimize ulusal pazarda satış ve pazarlama desteği sağlanacaktır” sözü vermemiş miydi? Bu kadar basit bir projeyi dahi gerçekleştiremeyen Sayın Ali Çelik’e üyeler şimdi neden oy versin? Bir açıklaması var mı?

Sayın Ali Çelik’in en çok da 2018’ deki şu sözlerini tutmuştum.

Şöyle diyordu Sayın Ali Çelik “Bu şehirde yaşayan tüm ticaret adamları, yani sizler, bugünü; ne kadar iş yaptığınızı, ne kadar borcunuz ve alacağınızın olduğunu bir yere not düşün. 4 yıl sonra daha iyi değilseniz, ticareti yönetenleri yani bizleri değiştirin. Tercihiniz doğru ise mükâfatını, yanlış ise bedelini ödeyecek olan sizlersiniz.”

Anlayabildiğim kadarıyla, Sayın Ali Çelik mevcut siyasal iktidarın ekonomik politikalarına çok güvenmiş olmalı ki, Tokat’ta da ekonomik anlamda bir canlanma olacağı öngörüsüyle hareket ederek, üyelere yönelik böyle iddialı bir söz etmişti.

Üyeler, özellikle de üreticiler 2018’ deki durumlarını bir yere not etmişler midir bilmem ama 2018 mali tablolarıyla 2022’ yi karşılaştırarak durumlarının bir ilerlemeye mi yoksa gerilemeye karşılık geldiğini belirleyebilir ve oylarını da o istikamette kullanabilir, yönetimi değiştirir ya da değiştirmezler. Onların bileceği iş!

Bunlar da gösteriyor ki, Tokat TSO Başkanlığına aday olanlar, yerine getiremeyecekleri sözleri vermemeli, var olan gerçeklikten hareket ederek kısa, orta ve uzun vadeli eylem planları oluşturmalıdırlar.

“Benim sürem 4 yıl” anlayışı ile hareket edip günü kurtarmaya çalışan başkanlar, bu memlekete en büyük kötülüğü yaptıklarından emin olabilirler. Oda başkanları, Tokat’ın gelişiminde yararlı gördükleri, paydaşlarla istişare ettikleri ve gerçekleştirmek istedikleri proje / projeleri için uzun vadeli programı zorunlu kılsa da, Tokat için gerekli adımları atabilmeli, kendi dönemlerinden sonra gelecek başkanların bu programları devam ettirmeleri yönünde bir geleneği başlatmalıdırlar.

Tersine hareket eden; gerçekleştiremeyeceği sözleri veren başkan adayları, zamanı geldiğinde bu vaatlerini kucaklarında bulacaklarından emin olabilirler.

Önemli bulduğum bir diğer önemli nokta da seçilecek başkanın vücut ısısı seviyesinde bir “ego” ya sahip olmasıdır. Ne yükselen vücut ateşi gibi şişkin bir egoya, ne de düşen vücut ısısı gibi düşük bir egoya sahip olmamalıdırlar. Her ikisi de hastalıklı bir durumdur ve hem insanın kendisine, hem de çevresine zarar verir.

İnsanoğlu elbette egolu olmalıdır ama bunu empati yaparak, tıpkı vücut ısısı gibi dengede tutabilmelidir.

Bu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı olacaklar için inanın “olmazsa olmazdır.”

Bilmem anlatabildim mi?

Son sözüm de şu olsun. Tokat TSO’yu iyi tanıyan bir dostum, Tokat TSO seçimlerinin en sakıncalı yanının, “TSO Meclis’inde görev almadan başkanlığa talip olanlar” olduğunu söylemişti.

Katılmamak mümkün mü?

İlgili Yazılar

Eski Hükümet Konağı satışı ile ilgili Niksar İlçe Başkanı Zafer Başar’dan açıklama

TOKATtan Haber

Zile’de ‘Su Sayaçları Ölçüm ve Ayar Kalibrasyon İstasyonu’ kuruluyor

TOKATtan Haber

Bizde yurttaşa vergi onlarda elektrik şirketlerine vergi

TOKATtan Haber

Yorum Yaz