Kadir Özbilgin Köşe Yazıları Manşet Tokattan

Tokat Siyaset-İş Dünyası-Medya Buluşması’ndan (3)

Videodan izlediğim kadarıyla Sayın Valimiz bu toplantının hemen başında kısa bir konuşma yaparak mazereti nedeniyle toplantıdan ayrıldı. Kalıp burada konuşulanları; özellikle Sayın Yücel Bulut’un “meşveret” konusundaki söylediklerini duymasını çok isterdim.

Sayın Valimiz konuşmasında “Tokat’ın tarımda bölgenin parlayan yıldızı” olacağını söyledi.Ben bu tip söylemler duyduğumda “siz tarım arazilerimize dokunmayın bu bize yeter!” diyorum.

Hem Tokat’ın tarımda bölgenin parlayan yıldızı olacağından söz edeceksiniz, hem de dayatmacı bir anlayışla TOGÜ Ziraat Fakültesi’nin uygulama, araştırma, geliştirme ve deneme alanı olan birinci sınıf tarım arazisine, başka yer yokmuş gibi, Türkiye’de kurulduğu şehirlerde yararları tartışma konusu olan bir şehir hastanesi yapmayı dayatacaksınız.

Hem Tokat’ın tarımda bölgenin parlayan yıldızı olacağından söz edeceksiniz, hem de Büyük Ova Koruma alanı içindeki tarım arazilerini Tokat Toprak Koruma Kurulu marifetiyle yapılaşmaya, imara açmakta ayak direteceksiniz, emsal mahkeme kararlarına rağmen sanayi imarına, yapılaşmaya açacaksınız!  Hani meşveret, hani istişare?..

Bu tarzdaki bir sözü dönemin belediye başkanı, 40 küsur yıl Ziraat Odası Başkanlığı yapmış ama Tokat tarımının gelişmesine anlamlı bir katkısı olmamış Sayın Ahmet Dökülen’i ziyaretinde de söylemiş ve Tokat tarımı çok güçlüymüş gibi “Tokat tarımını daha da güçlendireceğiz” demişti.

İnsan üzülmeden edemiyor! Bırakınız Tokat tarımının bölgenin parlayan yıldızı yapmayı, Tokat tarımını bırakınız güçlendirmeyi, baltalayacak projeleri uygulamaya almakta ısrar eden yerleşik bir anlayışın Tokat tarımının güçlendirilmesine çare olamayacağı çok açıktır.

Hem Büyük Ova içerisindeki tarım arazilerini türlü oyunlarla ve Tokat Toprak Koruma Kurulu marifetiyle yapılaşmaya, sanayi imarına açmakta sakınca görmeyeceksiniz, hem de Tokat tarımının güçlendirilmesinden söz edeceksiniz. Ne yaman çelişki!

Tokat’taki tarım arazilerini korumakla görevli Tokat Toprak Koruma Kurulu ne yazık ki, kuruldaki kamu bürokrasisinin ağırlığını kullanarak tarım arazilerinin imara açılmasına onay vermekte ve kimi kararları yargıdan dönmektedir. Bu kurulda tarım arazilerinin imara açılması, TEMA ve TOGÜ’nün ret oylarına karşın diğer kamu temsilcilerinin oylarıyla (ki ne yazık ki buna Ziraat Odası da dâhildir) kabul edilmektedir. Örneklerini versem şaşkınlık uyandıran ibretlik uygulamalara inanamazsınız, içiniz sızlar.

Eğer Tokat tarımda bölgenin parlayan yıldızı olacaksa öncelikle bu kurulun yapısı değiştirilmeli ve kamu bürokrasisinin ağırlığından  (çoğunluğundan) kurtarılmalı, tarım arazilerimiz korunmalıdır. Bir önceki yazımda da belirttim, önemi nedeniyle yine belirteyim. Bu kurulda tüm kararlar şeffaf, kamuoyuna açık bir şekilde alınmalı, tüm medya kanallarından duyurulmalı, bireysel olanları da dâhil olmak üzere yapılacak itirazlar dikkate alınmalıdır. Çünkü tarım arazilerinin imara açılması ile ilgili hukuksuz kararlara karşı bireysel dava açamıyorsunuz.

Yine Sayın valimiz bu toplantıda Çekerek Havza Kalkınma Planı hazırlandığından bahsetti. Lakin tecrübe ile sabittir ki, sorun eylem planı hazırlamakla çözülmüyor. Neden mi?

2006-2018 yılları arasında Tokat’ta çeşitli kurum ve kuruluşlarca tam 7 eylem planı hazırlanmış ancak bunların hiçbirisi uygulamaya alınmamıştır. Bu şehri yönetenler, istişareden, meşveretten uzak kendi bakış açılarını topluma dayatarak, derme çatma, plansız, günü birlik işler yapmışlardır. Bunu söylediğimde “ne yani hiçbir şey yapmamışlar mı?” sorusunu soruyorlar. Sayın Yücel Bulut’un da dediği gibi elbette yapılmıştır. Ancak Tokat’ta şehir gelişimi adına yapıldığı söylenen tüm çalışma ve faaliyetler, şehir geliştirme aşamalarını ve Tokat’ın bütününü kapsayan tüm sorunları içeren tasarımsal süreçten yoksun olarak, genellikle birbirinden kopuk, habersiz plansız yapılan düzenleme proje ve uygulamalardan ibaret kalmaktadır.

Siz okurlara bununla ilgili çarpıcı bir örnek vereyim.

Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Müdürlüğü’nce Temmuz 2006 da Yeşilırmak Havza Gelişim Projesi Bölgesel Gelişme Ana Planı yayınlanmıştır.

Temmuz 2006’da yayınlanan plandan bu yana yaklaşık 18 yıl geçmiştir. Ancak, söz konusu plandaki çoğu saptamanın aradan 18 yıl geçmesine karşın hala güncelliğini koruması ve Tokat ölçeğinde alınması önerilen tedbirlerin hala alınmamış, önerilen çalışmaların / projelerin yapılmamış olması çok şaşırtıcı ve Tokat’ın turizm dâhil, neden yeterli bir kalkınma sağlayamadığının da izahı gibidir.

Bu plan kitapçığının hemen başında “Türkiye’nin Karadeniz’e açılan kapısı olmuş, yaşam kalitesini yükseltmiş, çevreye duyarlı, rekabetçi, hızla gelişen bölge” cümlesiyle bir hedef belirlenmiş. Ki planın ilerleyen bölümlerinde bu ifadenin “vizyon” olarak belirlendiğini anlıyorsunuz.

Lakin TR83 Bölgesindeki Amasya, Çorum ve Samsun için bu hedefe/vizyona ulaşılmış olsa da, ne yazık ki, aradan geçen 18 yıla karşın Tokat için aynı hedefe ulaşılamamıştır

Artık herkes tarafından bilinmektedir ki, Tokat-Niksar-Akkuş-Ünye bölünmüş karayolu bağlantısının farklı bir güzergâhtan yapılmadan (iyileştirilmiş yol değil), Tokat OSB-Turhal demiryolu hattı tamamlanmadan ve Tokat Havaalanı sağlıklı uçuşlara(İzmir-Mersin-Antalya-Gaziantep-Yurtdışı) açılmadan Tokat’ın Karadeniz’e açılan bir kapı olması ve rekabetçi piyasalarda var olması mümkün değildir.

Planın hazırlandığı dönemde TR83 Bölgesi’ndeki illerin sosyo-ekonomik sıralamasına bakıldığında Samsun 81 il arasında 32’nci sıradadır. Amasya 39, Çorum 46, Tokat 61’inci sıradadır ve aradan geçen 18 yılsonunda Tokat hala son sırada bulunaktadır ve Tokat hala kentsel gelişimi en yavaş gelişen ildir.

Yine planda çok ilginç (ve bence sarsıcı bir biçimde), “planın bir kâğıt parçasından öteye gidebilmesi için kamu, özel kesim, STK ve geniş halk kitlelerinin ona sahip çıkmaları ve uygulama yapmaları gerektiğine vurgu yapılmaktadır. Yani eylem planlarının hazırlanıp çekmeye atıldığını Devlet Planlama teşkilatı da biliyor ve uyarıda bulunuyor. Ama biz; sivil toplum ya bilmiyoruz, ya olandan bitenden haberimiz yok ya da umursamıyoruz. Bu nedenledir ki, bu 7 eylem planı uygulamaya alınmamıştır.

Bu nedenle özellikle kamu yetkililerinin ve kamu otoritesinin kendi bakış açılarını topluma dayatarak, Tokatla ilgili sorunlara geçici çözümler bulmaya odaklanan mevcut zihniyetlerini terk etmeye ikna edilmeleri gerekmektedir. Bunun için de meşveret, istişare gereklidir.

Özetlemek gerekirse, teorisiz ve plansız pratik olmaz. Teorinin tartışılacağı ve bir eylem planı dâhilinde pratiğe dökülmesine karar verilmesi, katılımcılığın, bütüncüllüğün ve sürdürülebilirliğin egemen kılınması gerekenortam dameşveret, istişare” ortamıdır.

Tüm siyaset erbabından, meslek odalarının başkanlarından ve fikir üreten gruplardan bu meşveret, istişare ortamının nasıl, hangi yol ve yöntemle sağlanacağına ilişkin fikirlerini de bir an önce duymayı bekliyorum/bekliyoruz.

Yok, bu ortamın nasıl sağlanacağına ilişkin bizden bir fikir, öneri isterlerse hay hay…

Katılımcılığın yükseldiği 10 Avrupa ülkesi ile Türkiye’den örnek uygulamaları inceleyerek oluşturduğumuz çalışmaları seve seve hem yazılı hem sözlü verebiliriz.

İlgili Yazılar

Korona Virüs Denetimlerimi…

TOKATtan Haber

Menemene büyük zam

TOKATtan Haber

Tekel arsasına imar plan değişikliği izni verilmeli midir? Esas odaklanılması gereken konu nedir?

TOKATtan Haber

Yorum Yaz