Şu “cihat” meftunları var ya vallahi de billahi de kendisini kimse tutmadığı halde “Tutmayın beniii!” diye böğüren zibidi mahalle kabadayısına benziyor. “Elemtere fiş kem gözlere şiş” diyelim de kötü niyetli kişilerin, kıskançlıkla bakılan gözlerin zarar vermesine engel olalım. “Allah akıl versin şu meczuba!” diyelim ama önce tozunu iyice silkelemeden olmaz. Sonra da herifleri bir hallaca teslim ederiz!
Gazetelerin yazdığına göre, Diyarbakır vilayetimizin merkezinde ve Hizbullah’ın medrese yapılanmasının etkinliğinde “kılıç şart” vurgusu ile “cihat” çağrısı yapılmış… Bayram değil seyran değil hangi enişte bu herifleri öptü?
Efendim, Hizbullah’ın oluşumları, Aksa Tufanı’nın yıldönümü için Diyarbakır’da yürüyüş düzenlemiş, katılımcılar tekbir getirip “cenk, cihat, şehadet” sloganları atmış.
“Aksa Tufanı” nedir bilmediğim için, ayıp değil ya, Vikipedi’ye baktım, meğer Aksa Tufanı Operasyonu, 7 Ekim 2023 tarihinde paramiliter örgüt olan Hamas’ın İsrail’in geneline başlattığı roketli saldırılar, esir almalar ve infazların bütünü imiş. Saldırılar Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları tarafından icra edilmiş; İsrail sokaklarında askerler ve çoğunlukla siviller hedef alınmış; en az 1200 İsrailli öldürülmüş ve toplam 4 binden fazla Yahudi yaralanmış… İbrani İsrail’in eli armut toplamıyor ya, o da karşılık olarak Demir Kılıç operasyonunu başlatma kararı almış ve yapacağını yapmış… İki tarafa da aferin (!) diyelim mi?
Meğer Diyarbakır’da “âlimler buluşması” (Bunlar aynları çatlata çatkara Kuran okuyan herkese “âlim” derler) düzenlenmiş ardından Hizbullah’a yakın oluşumlar, Hamas’ın Aksa Tufanı saldırısının yıldönümünde miting yapmışlar. Bu da pek güzel! Ama bütün bu şamataşenlik Hizbullah’ın medrese yapılanmasının etkinliğinde oluyor: Hızlarını alamayıp “kılıç şart” vurgusu yapıp Diyarbakır’daki mitingde “cihat” çağrısı yapıyorlar ve miting sırasında katılımcılar tekbir getirip cihat bayrakları taşıyor: “Cenk, cihat, şehadet” sloganını atarak yeri göğü inletiyorlar.
Kime karşı cihat ve cenk? Elbette Hazreti Erdoğan’ın Türkiye’sine karşı değil, cıfıt Yahudi’nin İsrail’ine karşı… Yahu senin kılıcına karşı heriflerin tepkili teyyareleri; karadan, denizden, havadan atılan füzeleri var. İsrail’in 1948’de kurulmasından itibaren,1948’de öncesinde ve sonrasında her kostaklanmanda hep dayak yemedin mi bu adamlardan. Dayak yemedin mi? Dünyada kaç Arap devleti var? Arapların toplam nüfusu ne kadar? Toplam nüfusu 360 milyon olan 22 devlet varmış. İsrail’in 2022 yılındaki nüfusu 9 milyon 558 bin! 22 devletin 360 milyon nüfusu tükürseler İsrail’i boğabilirler ama nafile…
Amma velakin, bizim Türkiye’mizin Diyarbakır’ında, Hizbullah’a yakın olduğu bilinen Mustazaflar Cemiyeti, düzenledikleri yürüyüş için teşekkür iletisi yayımlamış… Âlimler ve Medreseleri Birliği’nin Milli Eğitim Bakanlığı örgütlenmesi olarak bilinen Peygamber Sevdalıları Platformu’nun (PSP) öncülüğünde yapılan yürüyüşe HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu da katılmış. Yapıcıoğlu, “Bu toprakların kendilerine vaat edildiğini düşünüyor ve bu uğurda bir vahşet ortaya koyuyorlar. Fakat onların bir hesabı varsa elbette Allah’ın da bir hesabı vardır. Onların gücü kalabalık oluşlarından, ellerindeki silahların ve bombaların çok yıkıcı olmasından, arkalarında ABD gibi süper güç ve orduların durmasından değil; bizim dağınıklığımızdan, birbirimize düşmemizden, vahdeti unutmuş olmamızdandır. Aksa Tufanı bir milat olacak, ümmeti bir araya topladı ve bundan sonra da toplayacak” ifadelerini kullanmış… Yürüyüşe katılan örgütler adına konuşan MemurSen Diyarbakır İl Başkanı Ramazan Tekdemir ise “Türkiye ve bölge ülkeleri güçbirliği yaparak ‘Kudüs İttifakı’ kurulmalıdır. Direnişe askeri, lojistik, teknolojik destek verilmelidir” demiş. Bu mitingde daha bir yığın lagaluga var. Ama bu türden gösterişlerde kullanılan ve kutsal olduğu sanılan “cihat” kavramına takıntım var.
Cihadın sözlük tanımı şöyledir: “Allah’ın kuluna ihsan etmiş olduğu, zihni ve mali kuvvetleri kulun Allah yolunda feda derek onun rızasına erişme çabasıdır. Bu uğurda düşmana, nefse, şeytana karşı can, mal, dil ve kalp ile yapılan her türlü mücadele cihaddır.”
Ama pagan iken başkalarının mal ve parasını yağmalayan Arap aşiretleri ve bedeviler Müslüman olduktan sonra bu kervan basmayı ve yağmacılığı “cihat” olarak savunmuşlar ve her türlü rezillik ile fetihi “İslam” adına yaptıklarını ileri sürmüşlerdir. İslamdan önce çapul olarak adlandırılan yağmanın adı İslamdan sonra cihat olmuştur. Osmanlı’nın da her yıl cihat kılıfı altında yaptığı fetih seferleri de başkalarının zenginliği yağmalamak amaçlıdır. Yağmacılıkla geçinirken çağın vardığı düzeyden habersiz kalan bütün Müslüman devletleri kısa ömürlü olmuştur.
Diyarbakır’da “cihat” çağrısı yapanlar hedef olarak Türkiye’yi düşünüyorlarsa yandılar, avuçlarını yalarlar. Çünkü AKP bu türden iç cihadı çoktan tamamladı.
KAYNAK: Cumhuriyet