Efendim Eylül 2020 ayında Tokat’ta “1. Gastronomi Festivali” düzenlenecekmiş.
Düzenlenecekmiş diyorum çünkü Tokat Turizm Tanıtma Derneği Başkanı olarak Tokat’ta bir Gastronomi Festivali yapılacağını Sayın Sevan Çamlıca’nın Vali Sayın Ozan Balcı’ya gönderdiği yazısından öğreniyorum, varın siz anlayınız.
Tokat’taki turizm etiketli kamu yetkilileri ağaca çıksalar pabuçları yerde kalmıyor; davranışları için bir engel bulunmuyor.
Çünkü düzenledikleri ve büyük bir fiyaskoyla sonuçlanan “Tokat El Sanatları ve Yavaş Moda Günleri Festivali” bozgunu daha unutulmamışken, şimdi de kapılı kapılar arkasında “Tokat Gastronomi Festivali” düzenlemeye çalışmaları inanılır gibi değil.
Yaptıkları toplantıda tek bir “turizm profesyonelinin” bulunmaması, daha önceleri de yapıldığı gibi, bir takım yetersiz uygulamaların sergileneceğinin işareti gibi.
Umarım düşündüğüm gibi olmaz ve yine dünyanın parasını harcadığımız başarısız bir girişimle sonuçlanmaz.
Hoş başarısızlıkla sonuçlansa ne olur? Bir yaptırımı var mı? Başarısızlıkla sonuçlanan bu tür festivaller için sorumlularından hesap soruluyor mu? Kamunun parasını çarçur ettikleri için bir soruşturmaya uğruyorlar mı?
Yok, hiçbir yaptırımı cezası yok, kamunun parasını istediğin gibi harca!
Bakınız bundan önce yapılan “Tokat El Sanatları ve Yavaş Moda Günleri Festivali” için 2017 rakamlarıyla 400 ila 500 bin (İl Özel İdaresi ve Tokat Belediyesi tarafından harcanan) lira para harcandı. Sadece mankenlere 250 bin lira ödendi.
Bu etkinlik kapsamında yapılan defileye ne valisi ne milletvekili hiçbirisi katılmadı, hepsi bir bahane üreterek kaçtı. İhale Başkan Sayın Eyüp Eroğlu’nun üstüne kalacaktı ki, tezgâhı son anda fark edip kendisini kurtardı.
Bilgi Edinme Yasasınca, bu konuyla ilgili olarak, Tokat İl Kültür Müdürlüğü’ne bazı sorular sordum ve bilgi istedim.
Gelen cevabi yazının altında Sayın Adem Çakır’ın imzası var. Cevaplarsa şu şekilde…
Örneğin “Mankenlere kaç lira para ödediniz?” diye sordum. “Mankenlere yaklaşık 250 bin lira civarında para ödendi” dediler. Ödenen rakamı bildirirlerken, hem “yaklaşık” hem “civarında” ibaresini kullandılar, iyi mi?
Yine, “Festivale kaç el sanatkârı çağırdınız, kaçı davetinize icabet etti?” diye sordum. Verdikleri cevapta “Yaklaşık 30 civarında el sanatkârı davet edildi, yaklaşık 20 civarında el sanatkârı katıldı” diye cevap verildi.
Çağrılan ve katılan ek sanatkârlarını sayısını belirtirken bile hem “yaklaşık”, hem de “civarında” kelimelerini birlikte kullandılar. Türkçe bilgileri bile bu düzeyde; yerlerde sürünüyor.
Sorduğum sorulardan bir tanesi de şu!
“Söz konusu etkinliğin somut ve ölçülebilir çıktıları neler olmuştur?”
Şimdi sıkı durun!
Gelen cevap şöyle; “Söz konusu etkinliğin somut ve ölçülebilir çıktılarından neyi kast ettiğiniz anlaşılamamakla birlikte, organizasyon yapma becerisi kazandık.”
Düşünün! Babalarının parasıymış gibi devletin kasasından 500 bin liraya yakın para harcayacaksın, sonra sıkılmadan “organizasyon yapma becerisi kazandık” diyeceksin.
Bunlara sebep olanlar özel sektörde çalışıyor olsalar han kapısından teğelti atar gibi kapının önüne konulurdu.
***
Şimdi aynı ekip, gastronomi festivali düzenleyecekmiş.
Hemşehrimiz Sayın Sevan Çamlıca sorumluluk bilinciyle (şimdilerde özlemimi duyduğumuz kent ve kentlilik bilinci de diyebiliriz) Vali Bey’e bir mektup yazarak önerilerini sıralamış ve düzenleneceği bildirilen festivale katkı sunmak istemiş.
Biz de Tokat Turizm Tanıtma Derneği (TUDER) olarak gerek 23.04.2014 tarihinde hazırladığımız ve “Acil Eylem Planı” adını verdiğimiz raporda, gerekse dönemin Vali Yardımcısı Bülent Karacan Bey’in istediği üzerine hazırlayıp kendisine verdiğimiz “Tokat El Sanatları Festivali ve Yavaş Moda Günleri Festivali Bilgi Notu” nda, bu tür etkinliklerin nasıl düzenlenmesi gerektiğine dair görüşleri dile getirdik ve ilgililerle paylaştık.
Özellikle paydaşların katılımıyla yürütülen “Tokat El Sanatları Festivali ve Yavaş Moda Günleri” çalışmaları Vali yardımcısı Bülent Karacan Beyin atamasının başka bir şehre çıkması nedeniyle akamete uğradı ve başarıyla sürdürülen çalışmalar O’nun yokluğunda başarısızlıkla sonuçlandı.
Şimdi de düzenleneceği söylenen gastronomi festivali çalışmalarının kapalı kapılar arkasında ve “ ben yaptım oldu” zihniyetiyle sürdürülmesi, başımıza bela olan “plansızlık” ve “tek yönlü bakış açısı dayatmasının” bize, güncelliğini halen koruduğunu göstermektedir.
Her gelen vali bir planlamaya dayanmayan, sürdürülebilirliği olmayan kararları uygulamaya almakta bir sakınca görmüyor ve Tokat’ı merkezden ibaret sayıyor. Yerel yönetimlerden sorumlu olanlar da bu konularda bir “uyarı” ya da “hatırlatma” da bulunmuyor.
O yüzden de Tokat’ın bugününe kadar turizme yönelik geleneksel hale getirilmiş ulusal ya da uluslararası bir festivali/ etkinliğe yoktur.
Oysa çözüm çok basittir.
Tokat merkezden başlamak üzere, yörenin yerel etkinlik takviminin (ilçeleri de kapsayacak şekilde) ) çıkarılması ve günümüz gelişmelerine göre yenilenmesi gerekmektedir. Turizm açısından yörenin tanıtım ve pazarlaması ve markalaşmasını sağlamak için etkili ve ses getiren festivaller ve etkinliklerin yapılması önem arz etmektedir.
Bu festival ve etkinliklerin yüksek kalite ve profesyonellikte organize edilememesinden dolayı, gerek ziyaretçi, gerekse ilgi duyan medya sayısının istenilen ölçüde gerçekleşemediği ve dar bir çerçevede kaldığı görülmektedir.
Festival ve etkinliklerin seviye olarak üst bir noktaya çekilebilmesi için gerekli zihinsel inovasyonun gerçekleştirilmesi, yeterli zaman ve kaynağın ayrılması gerekmektedir.
Bu amaçla, tüm bu festivallerin organizasyonu da profesyonel organizasyon firmaları ile yapılmalı, her biri için etkin yerli ve yabancı destekleyiciler (sponsorlar) bulunmalı ve kapsamlı tanıtım ve reklam kampanyaları yürütülmelidir. Ayrıca, festivallerin, sadece düzenlendikleri il veya ilçeyle sınırlı kalmayıp, bölgenin turizm vaatlerinin ve ürünlerinin tanıtılacağı ve sunulacağı bir fırsat olarak değerlendirilmesi önemlidir
Peki, bunu kimler yapacaktır?
Bir etkinliğin somut ve ölçülebilir çıktılarının neler olduğunun bilmeyen, önce www.tokateye.com adlı bir tanıtım sitesi kurup, sonra da eylem planına bu sitenin tanıtımı için de ayrıca çalışmalar yapılması hususunu koyan, sonra da dünyanın parasını harcadıkları bu tanıtım sitesini uygulamadan kaldırmak zorunda kalan, gelen valilerin hatalı uygulamalarına yol yordam içinde itiraz edemeyen İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü yetkilileri mi?
Yoksa planlama prensiplerini, katılımcı yönetişim uygulamalarını rafa kaldırarak, kendi bakış açılarını topluma dayatan valiler mi?
