Çay üreticisi hasat için bahçeye girmeye hazırlanıyor. Yaş çay alım fiyatının bugünlerde açıklanması bekleniyor. Bir kilo yaş çayın üreticiye maliyeti 26,80 TL olarak hesaplanırken alım fiyatı için en az 35 lira talep ediliyor.
Doğu Karadeniz bölgesinde 1 milyon kişinin geçimini sağladığı çay hasadı başlamak üzere. Geçen yıl 11 Mayıs’ta açıklanan yaş çay alım fiyatlarının önümüzdeki günlerde açıklanması bekleniyor.
Resmi yaş çay alım fiyatı açıklanmadan AKP yöneticileri rakamlar telaffuz etmeye başladı. AKP Rize İl Başkanı Yılmaz Katmer’in “Bu yıl yaş çaya 25 lira fiyat verileceğini düşünüyoruz. Yüzde 40 enflasyona göre 23 lira artı 2 lira da destekleme ile 25 TL” açıklaması tepki çekti.
Geçen yıl bölge ziraat odaları tarafından 16,99 lira hesaplanan maliyete karşın yaş çay alım fiyatı kilogram başına 17 lira, artı 2 lira da destekleme bedeli olarak belirlendi. Üreticilerin maliyetlerini karşılayıp geçimlerini sağlayabilmesi için talep edilen tutar 25 TL seviyesindeydi. Bu yıl ise maliyet artışı geçen yıla göre yüzde 57,7’lik artışla 26,80 TL olduğu hesaplandı. Hopa Ziraat Odası Başkanı Olcay Muti, üreticilerin geçimlerini sağlayabilmesi için yaş çay alım fiyatının en az 35 lira olması gerektiğini belirtti.
Bu yıl ÇAYKUR’un kota uygulaması yapmayacağının iddia edildiğini söyleyen Muti, “Kota uygulaması olmayınca günlük alım kapasitesi yetmeyecek. Böyle olunca da kontenjan uygulaması yapacak. Kontenjan uygulamasında da üretici ÇAYKUR’a günlük belirlenen miktarda çay verebilecek. İşçilerle çay toplayan üretici, topladığı çayın tamamını ÇAYKUR’a veremeyince özel sektöre verecek. Özel sektör yine devletin belirlemiş olduğu fiyatın altında çay alacak. Üreticilerin en büyük sıkıntısı özel sektöre mahkûm olmak” dedi.
Gündelik işçi maliyetlerinin yüksek olmasına değinen Muti, “Maliyetleri kısabilmek için devletin çay üreticilerini desteklemesini istiyoruz. Kuru çaya yılda üç kere zam yapılıyorsa çiftçilere de bu oranda zam yapılmalı” dedi.
Sanayici değil çiftçi belirlemeli
En büyük sorunun çay fiyatının belirlenmesinde yaşandığını belirten Muti, şöyle konuştu:
“Yaş çay alım fiyatını devlet değil, özel sektör ve siyasi iktidarı belirliyor. AKP Rize İl Başkanı’nın kardeşinin çay fabrikası var. Ulusal Çay Konseyi’nin yönetiminde olan çay sanayicilerinin fiyat üzerinde etkisi var. Fiyatını belirleyenler, sanayiciler ve çay fabrikası sahipleri. 23 lira artı 2 lira destekleme olarak belirlendiğini duyduk. Bunun hesabını yapanlar Ulusal Çay Konseyi, Rize Ticaret Borsası ve AKP’li yöneticiler. Bir fabrika sahibi çiftçinin maliyetini nasıl hesaplar? Tarlaya girmeyenler memleketin çiftçisinin geleceği üzerine söz söylüyor. Kendi maliyetlerini yüksek tutarken üreticinin maliyetini neye dayanarak hesaplıyorlar? Kuru çaya yapılan her zammın yüzde 30’u kadar yaş çaya da zam yapılabilir.”
Çay kanunu çıkmazı hâlâ çözülmedi
1984’te birkaç maddelik kanunla özel sektöre açılan çay tarımıyla ilgili olarak üreticiler, yeni bir kanun talep ediyor. 1985’te sektördeki toplam yaş çay alımının yüzde 95’i ÇAYKUR, yüzde 5’i özel sektör tarafından yapılırken ÇAYKUR’un kota ve kontenjan uygulamaları nedeniyle çay üretimi yıllar içerisinde özel sektörün hâkimiyetine geçti. Ancak kamuya yansıyan kanun taslakları, üreticilerin ihtiyacını karşılamaktan çok, çay tarımını tamamen sermayeye bırakmayı hedefliyor. Son taslağa göre ÇAYKUR’un rolü belirsizleşiyor ve sektör tamamen başkanı doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından atanacak Çay Kurulu’na devrediliyor.
Tarım bu şekilde sürdürülebilir değil Artvin, Rize, Trabzon, Giresun ve Ordu’da sürdürülen çay tarımı genellikle küçük aile çiftçiliği şeklinde yapılıyor ve üretici başına ortalama 4 dekar civarında çaylık düşüyor. Ancak çayda özelleştirme politikaları ile üreticilerin yalnız bırakılması, gelirin yetersiz kalması, artan maliyetler çay tarımını sürdürülebilir olmaktan uzaklaştırıyor. Rize Ticaret Borsası’nın 2024 yılı Çay Raporu’na göre Doğu Karadeniz Bölgesi’nde 791 bin 287 dekar alanda yaklaşık 205 bin 118 üretici çay tarımı yapıyor. Raporda sektör sorunları maliyet yüksekliği, politikasızlık, ve çay getirisinin yetersizliğinden dolayı ürüne gerekli özen gösterilmemesi olarak sıralandı.
KAYNAK: Birgün