Tokat Milletvekili Kadim Durmaz TBMM Genel Kurulu’nda bir konuşma yaparak, “Sabahın köründe, alacakaranlıkta kapınız çalındığı zaman bunun sütçü olduğundan emin olmanın adıdır demokrasi” dedi.
Kadim Durmaz’ın Meclis’te yaptığı konuşmanın tam metni aşağıdadır
“Sayın Başkanım, değerli milletvekillerimiz; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Churchill demokrasiyi şöyle tarif ediyor: “Sabahın köründe, alacakaranlıkta kapınız çalındığı zaman bunun sütçü olduğundan emin olmanın adıdır demokrasi.”
Kapınızı sabahın köründe kimse çalamaz. Yani ne kişiler çalar ne de devlet çalar, bu güvenlik demektir. Aslında güvenlik de demokrasinin temel taşıdır. Demokrasiyle güvensizlik eş değer olamaz. Demokratik hukuk devletinin temel unsuru, hepinizin bildiği gibi, ant içtiğimiz Anayasa’dır. Anayasa, üstün iradeyi tarif eden bir kitaptır; üstün irade, millet iradesidir, bunun üstünde bir irade yoktur. Hiçbir organ ya da kişi Anayasa’da olmayan yetkiyi kullanamaz ve kullanmaya yeltenmemelidir ama Anayasa’nın üstüne çıkmaya, yetkisini kullanmaya kalktıkları zaman -ki bir fiildir- orada anayasa devletinden söz edilemez.
Farkında mısınız, ülkemize itibar kaybettirdiniz
Ülkemize itibar kaybettirdiniz, farkında mısınız? Kayyum atamalarıyla, cumhuriyetin en önemli kazanımı olan aziz milletimizin ve Gazi Meclisin iradesi yok sayılıyor, halkın seçme ve seçilme hakkı gasp ediliyor. Cumhuriyet değerlerini, demokrasi ve hukuku, yüce Meclisi ve halkın iradesini hiçe saymanıza müsaade etmeyeceğiz.
Bugün, yine ilkeli ve dürüst siyaset anlayışıyla gönüllere taht kurmuş, halkçı Karaoğlan, eski Genel Başkanımız, partimizin 3’üncü Genel Başkanı Bülent Ecevit’in ölüm yıl dönümü. Kendisini ve değerli eşlerini saygı ve rahmetle anıyorum.
Çifti sürekli zararda, çifti iflas ederse bir aile varlığını kaybeder
Değerli milletvekilleri, Tokatlı çiftçimiz ürettiği ürünlerin hemen hemen hepsinden, ülkemizde olduğu gibi, zarar etti; soğanı, domatesi, biberi, karpuzu, kavunu ve birçok ürünü tarlada kaldı; zararına satanlar da oldu, maliyetine satanlar da oldu. Onların mazotçu, fideci, gübreci, ilaççı, işçi ortakları oldu. Çiftçinin ağustos ayında 4, 5, 7 liraya satamadığı domatesin, biberin, patlıcanın ve salatalığın kilosu bugün marketlerde 60, 70, 80 ve 90 lira.
Bir çiftçi iflas ederse sadece tarımsal işletme kapanmaz, bunun sonucunda bir aile varlığını kaybeder. Cumhuriyet tarihimizin en yüksek gıda fiyatlarıyla sayenizde karşı karşıyayız. Üreticiden çıkış fiyatı ile tüketicinin aldığı fiyat birbirinden çok farklı ve afaki noktadadır. Üretici satamıyor, yüksek enflasyona AKP eliyle ezilen tüketici de maalesef alamıyor.
1 kilo sigaranın fiyatı 8.100TL, bir kilo tütün 170 lira, biraz düşünün
Tokat tekel sigara fabrikamız satılmadan önce 47 bin aile tütün ekiyor, evini geçindiriyor ve Tokat’ta yaşıyordu. Emperyalist güçlere satılıp kapatıldıktan sonra Erbaa-Niksar bölgesinde sadece 1.500 tütün üreticisi kaldı. Bunlar da 170 liradan sözleşmeyle satıyor ama zarar ediyor. Bunun bir an önce makul olan, emeğinin karşılığı olan 250 lirayla güncellenmesi gerekiyor. Düşünün, 1 kilo sigaranın fiyatı 8.100 lira, 1 kilo tütün 170 lira.
Toprak Mahsulleri Ofisi ve Bakanlık 2024’ün son umut ürünü olan mısır fiyatlarını açıklamadı. Özellikle Niksar, Turhal, Pazar’da çiftçilerimiz on binlerce ton mısırı 7 ve 8 liradan satmak zorunda kaldılar. Çiftçimiz 2024 yılında ektiği tüm ürünlerden sayenizde zarar etti. Görüyorsunuz ki Tokatlı çiftçimiz tıpkı ülkemizin her yerinde olduğu gibi emeğinin yasını tutuyor ve ne yazık ki üreterek batıyor.
Çiftçinin Tarım Krediye ve Ziraat Bankasına olan borçlarının sadece faizi 160 milyar lira
2025 yılında çiftçiye hazineden 135 milyar destek ödemesi yapılacak ama dikkatinizi çekerim, çiftçinin Tarım Krediye ve Ziraat Bankasına olan borçlarının sadece faizi 160 milyar lira. Yani vereceğiniz desteğin 25 milyar TL üzerinde faiz ödeyecek çiftçi. AK PARTİ iktidarı kaşıkla verip kepçeyle alıyor. Çiftçimizi terk ettiğiniz faiz sarmalı bu.
2020 yılında tarım BAĞ-KUR primi 1.151 liraydı, bugün 6.900 lira. Çiftçi BAĞ-KUR primini ödeyemiyor, her ay 6.900 TL’yi nasıl ödesin? Çiftçiyi borçla üretim yapmak zorunda bırakan politikaların ülkeyi hızla daha büyük felakete doğru sürüklediğinin farkında mısınız?
Tokat’ın ormanları, meraları, tarım alanları, sulak alanları ne acı ki madenlere tahsis ediyor
Hâl böyleyken, Tokat’ın ormanları, meraları, tarım alanları, sulak alanları ne acı ki madenlere tahsis ediyor. Reşadiye Kuyucak köyünde tarım alanlarına, tarihî Selemen Yaylası’na, Ordu Bolaman Çayı’nın çıktığı noktaya faaliyet için ruhsat verildi. Erbaa Boğalı Sakarat Dağı’nda, Merkez Şehitler köyünde, Sorgun obasında, Günçalı’da felaket devam ediyor; bunun haklı bir şekilde takipçisi olacağız. Yine, Erbaa ilçemiz, devamında Niksar’ın 15 köyü, 3 beldenin irili ufaklı sanayi bölgelerinin ana yola bağlantı kavşağı ne acı ki yapılmıyor, bunun gündeme alınarak yapılmasını talep ediyoruz.”
https://www.instagram.com/reel/DB_d4v-P8Kv/?utm_source=ig_web_copy_link