ManşetTokattan

Tokat’ın tarihi ve kültürel dokusunun korunması bağlamında Behzat Meydanı ve buraya yapılacak belediye binası…

Başlıktan da anlaşılacağı üzere yazı konumuz, yıkılan Kız Meslek Lisesi’nin yerine yapılması düşünülen/planlanan “belediye binası” dır.

Hiç kuşku yok ki, Tokat Belediyesi’nin çağdaş bir belediye binasına hatta yalnızca belediye binasına değil, şehrimizin onunla bütünleşik bir fuar ve kongre merkezine ihtiyacı vardır.

Bu durum 20.06.2017 de belediye bünyesinde yapılan ve üç ay süren “Tokat Belediyesi Kurumsal Düzeyde Etkin ve Katılımcı Stratejik Yönetişimin Geliştirilmesi Projesi” kapsamında hazırlanan araştırma raporunda da ortaya çıkan bir sonuçtur.

Bu araştırmaya katılan her düzeydeki belediye çalışanlarının %76’sı, yeni bir hizmet binası yapılmasını istemişlerdir. Dönemin Belediye Başkanı Sayın Eyüp Eroğlu’ da yeni bir “Belediye Kültür ve Kongre Merkezi” yapılmasını projeleri arasına almıştır.

Hakkını teslim edelim, bu proje dönemin Belediye Başkanı Sayın Eyüp Eroğlu’nun söz verip de gerçekleştiremediği ender çalışmalarından birisidir.  (Söz verdiği çalışmaların %90’ına yakınını gerçekleştirdiğini, bu anlamda başarılı olduğunu not edeyim)

İşte burada sorulması gereken soru şudur.

Bu şehirde 10 yıl belediye başkanlığı yapan, üstelik bir belediye binası yapma sözü veren ve bunun için iktidardan kaynak sağlayabilecek olanağa sahip bir belediye başkanının fırsatını bulmuşken buraya; yıkılan Kız Meslek Lisesi’nin yerine belediye binası yapmak aklına gelmemiştir de, yeni Belediye Başkanımızın mı aklına gelmiştir?

Anlıyoruz ki bu kararı alanlar Tokat’ı hiç tanımıyorlar. Tanımadıkları için de aidiyet (sahiplenme) duygularının gelişmemesi normal. Çünkü dünyanın neresinde olursa olsun, insanlar tanımadıkları hiçbir şeye sahip çıkmıyorlar. Anlayamadığım tanımak ya da tanıyanları dinlemek için neden çaba göstermedikleridir.

***

Burada bir parantez açayım.

Genel ve kötü bir alışkanlığımız şu ki, Tokat kamu otoritesi, yerel siyasi otorite şehrin gelişimi konusunda maksatları bu olmasa da, bir özensizlik, acelecilik ve plansızlık içinde… Yakaladıkları fırsatları kaçıracakları endişesini taşıyorlar. Bunu nereden anlıyoruz? Yıllardır sürdürüle gelen günü kurtarma çabaları, zihnimizi gölgeliyor ve dolayısıyla geleceği şekillendirme fırsatını kaçırmamıza neden oluyor da ondan. Şehrimiz için hazırlanan ama bir türlü uygulamaya alınmayan 8 eylem planı da bunun çabası. Bir kaç yıl Tokat’ta görev yapıp, kendi bakış açılarını Tokatlılara dayatıp, görev süreleri bitince tüm olumsuz sonuçlarla Tokatlıları baş başa bırakarak Tokat’tan gidenler buna birer örnektir.

Yazarken insana acı veriyor ama Tokat özelindeki diğer bir alışkanlık da şudur! Şehri yönetenler ve yerel siyasi otorite genel anlamda, “farklı pencere/pencereler” açmaya çalışanlara karşı anlamsız bir tavır almakta sakınca görmüyor, kendileri gibi düşünmeyenlerin yazılarına alınıyor, kızıyor, bozuluyorlar.

Oysa hangi düşünce, inanç ve mezhepte okursa olsun sorumluluk duygusu taşıyan, bu memlekette yaşayan, memleketini seven düşünce insanına, yazar-çizer takımına düşen, dayatmalar karşısında susup oturmak, çıkar duygusundan hareketle yanlışı doğruymuş gibi anlatmak, süt liman denizde pupa yelken yol almak değil, tarihe not düşmektir.

Şehri yönetenler ve otoritelere düşen de, “farklı pencere/pencereler” açan, yapıcı eleştirel yazı/yazılar kaleme alan fikir insanlarının yazılarını bir tür hediye gibi görmeleridir. Yapıcı eleştiri, hem bu eleştiriyi yapan, hem de bu eleştiriye uğrayanlar için gelişmenin anahtarıdır.

Özetlersem, toplum yararına gelişmeden yana olanlar, fikir insanlarının dayatmalar karşısında susup oturmalarını istemez, içinde yaşayanlar olarak Tokat’ın gelişimini ve geleceğini düşünerek tarihe not düşen yapıcı eleştirel yazıları anlamaya, dikkate almaya çalışırlar.

Memleketinin ve insanlarının yararını düşünenler,  kendi düşünceleri doğrultusunda şehrin tarihi dokusunun canına okumakta sakınca görmeyenleri, şehrin markalaşmasından söz edip “meşveret”, istişare” konuşmaları yapıp kendi bildiklerini okuyarak Tokat’a onarılmaz yaralar açacak olanları yapıcı eleştirel yaklaşımlarla uyarmayı bir görev bilirler.

Kısacası memleketi ve insanını düşünenler inanıyorum ki, içimiz yandığında, canımız acıdığında Tokat adına savunuculuk rolümüzü unutup,  “bize dokunmayan yılan bin yaşasın” diyenlerden olmamızı istemezler.

Neden mi? Çünkü bilirler ki, yapıcı eleştirel yazı kaleme alanlar, “kimsenin karşısında değildirler! Şehrimiz; Tokat’ın yanındadırlar”.

***

Parantezi kapatıp tekrar konumuza dönecek olursam

Saat Kulesi ve Behzat Meydanı yapılmak üzere dönemin Belediye Başkanı Sayın Eyüp Eroğlu tarafından Tokat Belediyesi’ne tahsis edilmesi sağlanan Kız Meslek Lisesini Meclisteki MHP çoğunluğuyla rezerv alan ilan ederek Belediye Binası yapılmasına karar verilmesinin “gerekçelerini” çok merak ediyoruz.

Açık söylemeliyim ki, belediyede şehrin yönetiminden sorumlu başkan ve başkan yardımcıları gelecek yerel seçimi kazanamadıklarında muhtemelen Tokatlı olmayan ve Tokat’ta yaşamayanların hepsi bu memleketten gidecek. Kâhin değilim, kehanette bulunamam. Ama kehanet muhtemel bir sonucu eldeki veriler ışığında değerlendirmekse, yakaladığımız bir fırsatı değerlendiremediğimiz yetmezmiş gibi, bu yazı konusu özelinde çıkan sorun/sorunlarla bizler baş başa kalacağız.

Herkes kendisine şunu soruyu sormalı ve içten yanıtlamalıdır. Sayın Eyüp Eroğlu ve ekibi o alana belediye binası yapmayı akıl edememiş midir? Akıl edemedikleri için mi o alanı Behzat ve Saat Kulesi Meydanı yapmaya, Tokat’a ikinci bir meydan ve destinasyon kazandırmaya ve Saat Kulesiyle birlikte Behzat’ın siluetini ortaya çıkaran bir proje yapmaya karar vermişlerdir?

Biliyor ve anlıyoruz, “Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.” Her seçilen belediye başkanının kendine özgü bir tarzı, bir yöntemi vardır. Ancak devlette devamlılık esas değil midir? Anlamakta zorlanıyoruz! İki belediye başkanının bu alan için ortaya koyduğu vizyon bu kadar mı benzemez ve söz konusu alanın tarihi ve kültürel kimliğinden kopuk olur?

***

Konunun özüne gelirsem…

Bu alanın Kız Meslek Lisesi’nin yıkılarak boşaltılması Tokat için tarihi bir fırsattır. Ancak bu fırsat hiçbir zaman şehrin kimlik öğelerini ortadan kaldırmaya, kapatmaya, örtmeye yönelik olmamalıdır. Çünkü bu şehir; Tokat, Anadolu’da eşi benzeri olmayan bir kimliğe bürünmüştür ve bu şehir bir başka şehirdir. Dolayısıyla sahip olduğu kültürel mirasa zararı dokunacak bir dönüşümden söz etmemek gerekir.

Belediye Başkanımız Sayın Mehmet Kemal Yazıcıoğlu ve ekibinden beklentimiz, şehrimizin sahip olduğu bu zengin kültürel değerlerin sadece korunması değil, Tokatlıların ve olası gezginlerin deneyimlerine sunulması fırsatını değerlendirerek, kendisinin de önem verdiğini düşündüğümüz kent kimliğinin tüm görkemiyle ortaya çıkmasını sağlayacak uygun ortamı oluşturmasıdır. Bu Sayın Başkanın çeşitli ortamlarda sözünü ettiği “şehir markalaşmasının” de gereğidir.

Çünkü Tokat’ın tarihi ve kültürel birikiminin korunması ancak var olanı koruyarak yenilemek, restore etmek, kullanıma yeniden sunmak şeklinde olduğunda anlamlıdır. Tokat’ın tarihi ve kültürel birikimlerini korumak, bunları gelecek nesillere aktarmak, görünülür kılmak, koruma-kullanma dengesi gözetilerek yerel-yabancı ziyaretçilerin deneyimlemelerine sunmak, yerel dinamiklere düşen görevler arasındadır. Bu yerel dinamikler içinde en öne çıkanı ise yerel yönetimler, belediyelerdir.

Elbette Behzat’taki şehre kimlik kazandıran değerler salt pazarlanabilir birer öğe gibi görüldüğü için değil, Tokat’ta yaşayanların kente ait gördüğü değerlerin yaşatılabilmesi için korunması çabasıdır. Behzat Meydanı tıpkı Sulusokak gibi zamanla bütünleşmiş bir mekândır ve akışkandır. Yani zaman-mekândır. Gündelik yaşamla birlikte daralır, genişler, hızlanır, yavaşlar, içine kapanır, dışarı açılır. Bu bağlamda bu alanın tümünü tıpkı Sulusokak gibi günün değişen koşullarına daha iyi bir çevre verebilecek ve nefes alabilecek bir duruma getirmek olmalıdır.

Kültürel miras ise önceki kuşaklar tarafından oluşturulmuş ve evrensel değerlere sahip olduğuna inanılan eserlere ve bu eserlerin bulunduğu mekâna verilen genel bir isimdir. Behzat böyle bir mekândır. Buradaki hedef, işleme alınacak her uygulamanın kaybolan bir ekonomik etkinliğin yeniden canlandırılması, işlevini yitiren toplumsal bir mekânın işler hale getirilmesi, toplumsal bütünleşmenin sağlanması, çevresel kalitenin ya da çevre dengesinin kaybolduğu bu mekânda bu dengenin tekrar kurulması ve burasının Tokat’taki ikinci bir kültür-turizm destinasyonu olmasının sağlanması olmalıdır.

Tokat belediyesi Sayın Eyüp Eroğlu yönetiminde bu alanla ilgili “yaratıcı yıkım” diye adlandıracağımız çok önemli bir adım atmış, bu alanı ve şehri nefes aldırmak amacıyla “Behzat ve Saat Kulesi Meydanı” yapılması projesini geliştirmiştir. Mevcut belediye yönetimine düşen bu “yaratıcı yıkım” yaklaşımını ete kemiğe büründürmek,  Tokat’ın zengin tarihi ve kültürel birikimini görünülür kılmak, Behzat’ı tıpkı öğündüğümüz Sulusokak gibi ikinci bir destinasyon olarak koruma-kullanma anlayışı içinde Tokatlıların ve olası gezginlerin kullanımına sunmaktır.

Tokat Belediyesinin hedefi, bu alanla ilgili belediyenin idare boyutunu kapsayan kademeli bir inşaat uygulamasını değil, bu alanda yaşayan halkı ve alanın kimliğini, görünürlüğünü ve kültürel dokusunu yeşil çevre anlayışıyla gelecek nesillere ve gezginlere aktarılmasıyla ilgili bir uygulamayı gerçekleştirmek ve bu alanı günün değişen koşullarına daha iyi bir çevre verebilecek duruma getirmek olmalıdır.

Ayrıntılarına girmeyeyim, bu alan tarih, kültür, sanat hatta bilim açısından istisnai evrensel değerlere,  eserlere, yapılara sahip tarihsel, estetik, insan ürünü eserleri görebileceğiniz ender ve zengin bir destinasyondur. Bu alanda yapılacak bir “Behzat ve Saat Kulesi Meydanı” aynı zamanda buradaki çevresel kalitenin ve çevre dengesinin kurulması şeklinde de karşılığını bulacaktır. Bu uygulama, bu alandaki tarihi dokunun korunmasını sağlayacak, bu alanın ekonomik, toplumsal, fiziksel ve çevresel koşullarını kapsamlı ve bütünleşik yaklaşımlarla iyileştirilmesinin de önünü açacaktır.

Başkaları nasıl görür ve tanımlar bilemeyiz. Ama bizler Behzat Meydanı’nı; yöresel nitelikleri, mimari ve sanat tarihi açısından gösterdikleri fiziksel özellikleri ve bu özellikleri ile oluşan çevrenin, dönemin sosyo-ekonomik, sosyo-kültürel yapılanmasını, yaşam biçimini yansıtarak bir arada bulunduran ve bu açılardan doku bütünlüğü gösteren değerli bir “sit alanı” şeklinde tanımlamalıyız. Bu alana bu anlayışla ve gözümüz gibi bakmalıyız.  Bu anlamda, bu alandaki tarihi ve kültürel dokunun çevresel bir güzellikle hem Tokatlıların, hem gezginlerin, hem de gelecek kuşakların yararlanması için her türlü yıkıcı ve zarar verici uygulamaların dışında tutulması ve güvence altına alınmasını sağlamalıyız. Bu anlayış bu şehre modern bir belediye binası yapılmasının çok ötesindedir ve çok daha kıymetlidir. Ve buna özen gösteren başkan her daim “hayır duası” ile anılacaktır.

Biz Tokatlılar ne zaman bu şehrin kaderini stratejik planlamanın aktörleri kabul edilen şehir paydaşlarıyla tartışarak oluşturulması gerektiğini kavramış, yönetişim kavramına inanan ve uygulayan çağdaş bir belediye başkanına ya da valiye kavuşacağız, ömrüm buna yeter mi bilmiyorum? Ama bildiğim ve inandığım şudur ki, bu şehirde yapılanlardan/yaşananlardan en çok etkilenen bizlerden, paydaşlardan ne zaman görüş alınmaya başlanır, o zaman sorunlar bir bir çözülür.

Umarım Sayın Belediye Başkanımız Mehmet Kemal Yazıcıoğlu bu anlamda bizleri şaşırtacak bir uygulamaya imza atar, yüreklerimizi feraha kavuşturur…

Related posts

Nisyana İsyan

TokattanHaber

Tokat Narkotik ‘ten basın duyurusu

TokattanHaber

Otizmde İyileşmenin yolu bağırsak temizliğinden geçiyor

TokattanHaber

1 yorum

TokattanHaber 26 Nisan 2025 at 22:20

Sayın Belediye Başkanım,

Kadir Özbilgin’in kaleme aldığı değerli yazıyı okuma fırsatı bulduğunuzu ümit ediyorum. Onun satırlarında, alışıldık bir muhalefet anlayışından çok, şehrimizin tarihi ve kültürel mirasına duyulan samimi bir sahiplenişi hissettim.

Kadir Ağabey, yıkılan Kız Meslek Lisesi’nin bulunduğu alanda modern bir belediye binası yapılmasına karşı çıkmaktan ziyade, bu kıymetli alanın Tokat’ımızın ruhuna ve kimliğine yaraşır bir anlayışla değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

Yüreğinden kopup gelen bir arzu ile, Behzat Meydanı’mızın o eşsiz tarihi dokusunun korunarak yaşatılmasını, bu alanın hem geçmişimize saygı duyan hem de geleceğe umutla bakan bir kültür ve turizm merkezi haline gelmesini istiyor.

İnanıyorum ki Kadir Ağabey’in amacı, yapıcı ve iyi niyetli bir bakışla Tokat’ımızın geleceğine ışık tutmaktır. Günübirlik çözümler yerine, kimliğimizi öne çıkaracak, uzun vadeli ve derinlikli projelerle şehrimizin gelişmesini arzu ediyor. Ve şüphesiz, böylesi vizyoner adımların sizin de en büyük gayeniz olduğuna tüm kalbimle inanıyorum.

Bu sebeple, bu samimi çağrıyı kişisel bir eleştiri ya da siyasi bir duruş olarak değil, Tokat’a duyulan derin bir sevdanın ve sorumluluk duygusunun ifadesi olarak görmek gerektiğini düşünüyorum.

Eminim ki bu satırlara önyargısız bir gözle bakıldığında, aslında sizin için de kıymetli bir dostun içten bir hatırlatması niteliğinde olduğu rahatlıkla görülecektir diye düşünüyorum.

Şehrimizin ortak geleceği için atılacak her güzel adımda, yanınızda olduğumuzu bilmenizi isterim.

Saygı ve hürmetlerimle

İbrahim OCAK
BAŞTEK Derneği Başkanı

Yanıtla

Yorum yaz