Aslında “Özdilek Özcan artık koşmuyor, depara kalkmış tutulmuyor!” başlıklı bir yazının hazırlıklarını yapıyordum ki, Tokat AKP üst düzey yöneticisinin açıklamasını okuyunca “bu kadarı da olmaz” deyip bu yazıyı kaleme aldım.
“Özdilek Özcan artık koşmuyor, depara kalkmış tutulmuyor!” onu tefrika halinde yazacağım ancak önce nereye baktığını henüz tam çözemediğim bu AKP üst düzey yöneticisinden söz edeceğim.
Sayın Özdilek Özcan’a nasılsa döneceğiz.
Önce önemli bir hususu özellikle Niksarlılarla paylaşayım.
Eski Hükümet Konağı’nın satışı gibi sorunlu uygulamalarda gelişmeleri takip etmesi, partisinin kurumsal kimliğine gelebilecek yarar ya da zararları hesap etmesi, varsa yasaya ya da etiğe uymayan taraflarını saptaması ve kendi partisinin belediye başkanını uyarması gereken AKP üst düzey yöneticis Tokat’ta oturduğu yerden bu satış için “halk memnun, bu Niksar’ın faydasına” diyor.
Niksar Belediyesi tarafından sorunlu bir şekilde ve seçim sath-ı mailine girildiği bu günlerde yapılan eski Hükümet Konağı’nın satışıyla ilgili olarak, gazeteci Kemal Vanlı’ nın “Niksar ve Başçiftlik’te ortaya çıkanları izliyor musunuz?” sorusuna yukarıdaki yanıtı veren kişi, AKP’nin Tokat’taki üst düzey bir yöneticisi imiş. İsmini vermemiş ama kim olduğunu sanırım herkes anladı.
E şimdi siz söyleyin, sorumlu bir makamda bulunan bir kişi altını veriyle, araştırma bulgularıyla dolduramadığı bir konuda böyle bir açıklama yapar, laf olsun diye konuşur mu?
Üstelik bu “AKP Üstü düzey yöneticisinin” evlere şenlik ilk açıklaması da değil bu!
Daha önce de Tokat’ın önemli sorunlarının dile getirdiği bir konuşmaya hamasi bir açıklamayla yanıt vermişti de, ben de konuşmasının “özü ve hali” yansıtmadığına, pas geçtiğine ilişkin bir makale yazmıştım.
Şimdi başka bir değerlendirmesiyle; Niksarlıları ilgilendiren eski Hükümet Konağı’nın satışının Niksarlılarca uygun bulunduğuna yönelik değerlendirmesiyle karşımızda…
AKP’nin Tokat’taki üst düzey yöneticisi sıfatıyla, hemen geçtiğimiz hafta, “Tokat neredeyse hiç sorunu olmayan illerden bir tanesidir. Bunun altını çizmem lazım” diyen Tokat Milletvekili Sayın Özlem Zengin’i uyarması, bunun doğru olmadığını kendisine anlatması ya da Tokat’ın sorunları hakkında daha önceden O’nu gerçek veriler ışında bilgilendirmesi gereken kişi o kadar rahat ki, bu konuşmaların partisine ne kadar zarar verip vermeyeceğini hesap ediyor mu bilmiyorum ama şimdi de oturduğu yerden Niksar’a el atıyor ve eski hükümet konağının satışı için ” halk memnun, bu Niksar’ın faydasına” diyebiliyor.
Peki, bunu neye dayanarak söylüyor? Bu konuda bir kamuoyu yoklaması mı yaptırmış? Ya da başkalarınca yaptırılmış bir araştırmayla Niksarlıların memnuniyet düzeyini mi ölçmüş? Elinde bir veri, bulgu mu var? Varsa bu veri ya da verileri kamuoyuyla paylaşmış mı? Ya da Niksar şehrinin tüm paydaşlarıyla, Niksar’ın ileri gelenleri, kanaat önderleriyle görüşmüş, onların bu satıştan memnun olduğunu öğrenmiş ve bunu da kamuoyuna açık etmiş mi de bu kadar rahat konuşuyor?
Yanılmış olmayı dilerim, bu konuyla ilgili olarak benim yaptığım ölçüde araştırma yapmamış, konunun tarafı olan paydaşlarla görüşmemiştir.
Benim geçtiğimiz hafta boyunca elde ettiğim belgelere, konuyla yakından ilgili kişilerle yaptığım görüşmeler de öğrendiğim bilgilere karşın ben hala yazmayıp, bilgi ve belgelerimi daha da zenginleştirmeye, yazacağım yazının altını doldurmaya çabalarken, sorumlu bir makamda oturan kişi, sorumlulukla hareket etmiyor, bir bulguya dayanmayan “hükmünü” topluma gerçekmiş gibi sunabiliyor. Böyle bir rahatlık olur mu?
Yahu ben sonuçta makam ve mevki sahibi olan, AKP’nin en üst düzey yöneticisi gibi sorumlulukları bulunan biri değilim. Açıklama yaparken kurumsal kimliğim ve partim aman zarar görmesin diye bir derdim de yok.
Buna karşın araştırmadan, yeteri kadar bilgi ve belgeye ulaşmadan yazamıyorum. Sonuçta ben bir okuryazarım. Yazdığım konuyu “iddia ediliyor” der geçebilirim. Ama salt “bilinçli yurttaş olma” ve topluma gerçek bilgiyi ulaştırma sorumluluğuyla hareket ediyor ve masa başında altını dolduramayacağım bir “hüküm” veremiyorum.
Sayın Tokat AKP üst düzey yöneticisinin bu “hükmü” ile ilgili sosyal medyada kendisini yalanlayan, Niksarlılar adına “hüküm” içeren bir sözü etmesini kınayan ve hoş olmayan öyle paylaşımlar yapılıyor ki insan üzüntü duyuyor.
Sayın Tokat AKP üst düzey yöneticisi de üzüntü duyuyor mu, yoksa önümüzdeki genel seçimlerde AKP’de milletvekili aday adayı olmayı planlıyor da, “reklamın kötüsü olmaz” anlayışıyla mı hareket ediyor bilmiyorum.
Sayın Tokat AKP üst düzey yöneticisi salt partisinin belediye başkanı olduğu için bu ayıplı satışın arkasında duruyor, dolayısıyla kendi partisinin belediye başkanına destek olduğunu düşünüyorsa, kendisine bir kez daha düşünmesini öneririm.
Çünkü bu Sayın Özdilek Özcan’ın belediyenin önemli değerlerini Niksarlılara sormadan gözden çıkarma konusundaki ilk yanlış uygulaması değil.
2019 Aralık ayında da, yaşanmış kötü tecrübeye rağmen, Niksar Ayvaz Suyu İşletmesini inanılmaz koşullarda özel sektöre vermeye kalkışmış ancak oluşan tepkiler üzerine bu işlemden vazgeçmişti.
Sayın Tokat AKP üst düzey yöneticisine şunu anımsatayım. Bu Sayın Özdilek Özcan’ın Niksarlıların değerlerini satışa çıkardığı ilk eylemi değildir! Niksar yerel medyasından öğrenebilir. Daha önce de azımsanmayacak miktarda ki değerlerini satmıştır. Niksarlılar O’nun başarılı olması için “ses” çıkarmamıştır.
Ancak bu defa durum farklıdır. Söz konusu yapının yangından mal kaçırır gibi neden satıldığı önemlidir ama bu satışı sakıncalı yapan asıl konu, satılan yerin yüksek emsal oranında yapılaşmaya açılması ve bu yapılaşmanın Niksar’a vereceği onarılması güç zararlardır.
Ve bu nedenle de Niksarlılar bu satışa ve bu yapılaşmaya karşıdır. Lütfen Niksarlılara sormadan, oturduğunuz yerden hüküm vermek yerine, eğer gerçekten önemsiyorsanız, Niksarlıların düşüncelerini “tarafgirlik” yaklaşımı sergilemeksizin öğrenecek metotları uygulayınız.
Bir konuya daha açıklık getireyim ki, benim Niksar Belediyesi’nin uygulamalarıyla ilgili yazdıklarımı gerek okurlar, gerekse Sayın Tokat AKP üst düzey yöneticisi o doğrultuda değerlendirebilsin.
Eğer incelenirse, benim, bugüne kadar Niksar Belediyesi yönetiminin faaliyetleri ya da bizzat Sayın Özdilek Özcan’ın belediye çalışmalarıyla veya kişiliğiyle ilgili bir yazıma tanık olamazsınız.
Ben Sayın Özdilek Özcan’ın yalnızca 3 konudaki icraatlarını şiddetle eleştirmiş birisiyim.
Birincisi; Dönemin Belediye Başkanı Sayın Duran Yadigar döneminde büyük emek ve bütçe ile kurulan, Niksar’daki turizm faaliyetlerinin gelişmesine hizmet etmesi hedeflenen, bu gaye ile Uluslararası Kamp Karavan Federasyonu’nun güzergâhına eklenen Niksar Kamping Tesisinin, Özdilek Özcan tarafından tabelaları sökülerek, “burada alkol almak yasaktır” afişleri asılarak Belediye Sosyal Tesisi ’ne dönüştürmesidir.
İkincisi: Yükümlülüklerini yıllarca yerine getirmeyen eski kiracısından (müstecirden) ancak iki belediye yönetimi (Sayın İdris Şahin ve Duran Yadigar) süresi sonunda ve hukuk mücadelesi ve büyük uğraşlardan sonra tekrar belediyeye kazandırılan Niksar Ayvaz Suyu İşletmesi’nin belediyenin menfaatlerini korumayan şart ve koşullarda yeniden özel sektöre verilmesi girişimidir. Buna da Niksarlı hemşerilerimle birlikte şiddetle karşı çıktım. Çok şükür Niksar Ayvaz İşletmesi halen Niksarlıların…
Üçüncüsü de; İşte şimdiki Eski Hükümet Konağının sorunlu, kişisel görüşüme göre de ayıplı bir ihaleyle ihaleye çıkarılması, Niksar’ın kentsel gelişiminde önemli bir noktanın Niksar’a zarar verecek bir yoğunlukla konut ve ticarethane olarak yapılaşmaya açılması girişimidir.
Peki, Sayın Özdilek Özcan’ın diğer icraatlarında eleştirilecek bir yön yok mudur? Elbette vardır. Ama bunu seçim döneminde değerlendirecek olanlar Niksar’da yaşayan hemşerilerimdir.
O gün geldiğinde benim yapmam gereken, üstüme düşen bir şey olur ve benim de elimden gelirse elbette yapacağım.
Ama şimdi adım atması gerekenler Belediye Başkanı Sayın Özdilek Özcan, Sayın Tokat AKP üst düzey yöneticisi ve AKP Tokat kurmaylarıdır.
Nasıl bir adım atarlar, kıblelerini ne tarafa dönerler bilemem ama hiç kuşkusuz ilk seçimlerde davranışlarının sonucu alacaklardır.
