Kadir Özbilgin Köşe Yazıları Manşet Tokattan

İsteği üzerine Sayın Sami Ülkü’yü aydınlatayım!

Bildiğiniz gibi iki gün arka arkaya eski Tekel arsası ile ilgili iki makale yazdım.

Sayın Sami Ülkü Facebook’ da herkese açık olan paylaşımlarında ısrarla, “Bayram değil seyran değil, eniştem beni niye öptü, kimin yerini kime sorarak ve neye dayanarak, ne sebeple yazıyorsunuz. Bir açıklayın da herkes aydınlansın. Söyleyin de biz de aydınlanalım. Halk da aydınlansın. Bunu şu anda yazmanın bir hesabı olmalı onu merak ediyorum. Nerden çıktı bu yazı simdi durduk yere. Bu yazıları sana kim yazdırıyor. Hangi bedelle yazdırıyor? Bunları söyle konu kapansın” demiş ve bu konudaki ısrarını sürdürmüştür.

İsteği üzerine Sayın Sami Ülkü’yü aydınlatalım! Herkes de aydınlansın. Konuyu kapatıp kapatmamak ise O’nun bileceği iş…

Birincisi; Bu yazı durduk yerde ortaya çıkmamıştır.

Tokat eski Tekel Sigara Fabrikası arsası konusu günlerdir kamuoyu gündemini meşgul etmiş, Facebook’da, benim bildiğim Sayın Kemal Vanlı tarafından 11 Aralık’tan 16 Aralık’a kadar günlerce canlı programlar yapılmış, Sayın Sami Ülkü’ de dâhil, konuyla ilgili olanlar bu programa katılmış, açıklamalar yapılmıştır.

Yetmemiş, Anadolu Yakası Yerel Basın Platformu ve Kartal Yerel Basın Platformu sosyal medya platformlarında 11-18 Aralık 2020 tarihlerinde “Tokat Tekel Sigara Fabrikası arazisi 400 dönümdür. Bu alan acilen Tarımsal Kalkınma Alanı olarak istimlak edilerek alınmalıdır. Kısaca Tarımsal OSB ilan edilmelidir. Tokat Tarımsal Kalkınma Planlarında öncelikli iller arasındadır. Tokat ilinin başarılı Valisi Sayın Ozan Balcı’ya duyurulur” paylaşımları yapılmış, Sayın Sami Ülkü “Bayram değil seyran değil, eniştem beni niye öptü, kimin yerini kime sorarak ve neye dayanarak, ne sebeple yazıyorsunuz” diye atarlanmak yerine bu paylaşıma beğeni göndermiştir. (Bu arada bu arsanın bir Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi olmasını samimi olarak arzu etsem de, bu arsanın Tarıma Dayalı İhtisas Sanayi Organize Bölgesi olması için gerekli alan büyüklüğünü karşılamadığını belirtmeliyim. Bunu bir araştırsınlar)

Yetmemiş İyi Parti Tokat Belediye Meclis Üyesi Erkan Er 22-23 Aralık’ta Tokat Sigara Fabrikası yerinin ranta açılması konusunda basın toplantısı düzenlemiş, bu basın toplantısı yerel medyada haber olmuştur.  Erkan Er bu basın toplantısında “Şimdi birileri bu yangın yerinden ‘gemisini kurtaran kaptan’ misali servetine servet katmak mı isteyecek? Şimdi birileri işsizlikten Tokat’ı terk ederken birileri yedi ceddine yetecek servet sahibi mi olacak? Zamanında öyle şehirler kuruldu ki, istihdam bittiği için tüm binalar sahipsiz kaldı, ıssızlaştı. Eğer burayı imara açarsanız, bu topraklar size hesap sorar “ demiş ancak konunun muhatapları bana yetiştirdikleri gibi, Sayın Erkan Er’e laf yetiştirememişlerdir.

Yetmemiş Sayın Erkan Er’in bu basın açıklaması 23.12.2020 tarihli Yeni Çağ Gazetesi’nde de yayınlanmıştır.

Yetmemiş Sayın Adnan Çiçek döneminde Belediye Meclis Üyesi Olan Salih Ertaçoğlu 29.12. 2020 tarihinde “ Sigara Fabrikası Yeri ve Yeni Dalkavuklar” başlıklı bir makale yazmış ve “Belediye Başkanı Sayın Eyüp Eroğlu ve meclis üyesi arkadaşlarımızın, paralı köşe yazarlarının da dâhil olduğu, kumpasa düşmeyeceklerine inancım tamdır. Dalkavuklar her dönemde ortaya çıkarlar” demiştir.

Yetmemiş Sayın Salih Ertaçoğlu Bey’in bu makalesi 02.01.2021 tarihinde binlerce takipçisi olan Gülistan Tokatlıların Yeri Sosyal Medya Platformunda yayınlanmıştır.

E şimdi biz soralım? Günlerce (bir ay boyunca) kamuoyu gündemini meşgul eden ve kamuyu ilgilendiren bir konuda sorumluluğumuzu yerine getirmeyip, biz de kamuoyunu bilgilendirmeyip, aydınlatmayıp de ne yapacaktık, kozalak reçeli mi?

Tüm yapılan programlara, basın açıklamalarına, makalelere ve sosyal medya paylaşımlarına ses çıkarmayan Sayın Sami Ülkü ne oldu da benim yazıma öfkelenerek,  tutarlı ve ölçüyü kaçırmadan yorum yapmak yerine, kaba bir dil kullanmayı, çirkin yakıştırmalar yapmayı, kabadayı edasıyla tehdit savurmayı tercih etmiştir?

İkincisi; kamuyu ilgilendiren bir konuda yazı yazmak bir sorumluluktur. Bunun için yazıya konu olan kişi ya da kişilerden izin almak gibi bir zorunluluğumuz yoktur. Meslek ahlakı bunu gerektirir. Sözü edilen arsa bir özel mülkiyettir ama bu özel mülkiyetin kamulaştırılması ya da imar planına alınması kamusal bir konudur ve tüm Tokatlıları ilgilendirir. Bu arsa sahipleri, yasanın kendilerine tanıdığı mevcut haklardan yararlanma haklarına ve arsa üzerinde şu an yasanın kendilerine tanıdığı kazanılmış hakları üstünden tasarruf hakkına sahiptir. Bu konuda kimsenin onları sorgulama hakkı bulunmamaktadır. Ancak bu arsa üzerinde yapılacak ve kamuyu ilgilendiren tüm uygulama ve girişimler ( arsanın devlete satılması, arsada imar plan değişikliği yapılması gibi) bizleri yani kamuoyunu yakından ilgilendirmektedir. Böyle bir durumda arsa sahiplerinin “kimin yerini kime sorarak ve neye dayanarak, ne sebeple yazıyorsunuz” deme hakları yoktur. Tam tersine arsa sahiplerinin böyle bir durumda gönüllü bir yaklaşım sergileyerek kamuoyunu doğru bilgilerle ve benim yaptığım gibi tüm detaylarıyla aydınlatmaları gerekmektedir.

Üçüncüsü; Sayın Sami Ülkü bunu anlamakta zorlanabilir ama ne yazık ki, “Yazı yazmak tarihe not düşmek demektir.” Yazı ahlakı olan iyi bir yazar bu sorumlulukla yola çıkarak bu notu düşer. Yazıya konu olan ve kamuyu ilgilendiren konularda uygulama yetkisi bulunan kurum ve kuruluşları uyarma görevini yerine getirir, bunu yaparken kamuoyunu da bilgilendirir.  Tarafsız bir yazar özel mülkiyetteki bir arsa üzerinde, arsa sahiplerinin ne yapacaklarına arsayı hangi özel kişiye kaça satacaklarına ya da sattıklarına veya hangi kişi ya da kişileri ortak aldıklarına karışmaz. Karışamaz da! Bu söylentiye girer. Ancak özel mülkiyette olan bir arsanın, kamulaştırılması (kamuya-devlete satılması), imar planı ya da imar plan değişikliğine ve kentsel gelişim planlamasına alınması tamamen kamusal bir konudur ve sorumlu, her vatandaşın, her araştırmacının, her yazarın ve her gazetecinin de ilgi alanına girer. Ayrıca haber değeri de taşır.

Dördüncüsü; Sayın Sami Ülkü “Bu yazıları sana kim yazdırıyor. Hangi bedelle yazdırıyor?” diye soruyor. Sayın Sami Ülkü bugüne kadar kimlere hangi bedelle yazı yazdırdı bilmiyorum ama paralı insanların bir filmde olduğu gibi “magandayım ama para bende “repliğiyle herkese istediğini yazdırabileceğini zannediyor olmalı. Bizim kendimizi anlatmamıza gerek yok. Bir bedelle para yazacak birilerini arıyorsa itibar ve irtifa kaybetmişlere bakmalıdır.

Kaldı ki ben bu konuda ilk kez yazan birisi değilim. Bu konuyla ilgili daha önceleri de en az 4 dört yazı yazmış birisiyim.

Hele Sayın Ülkü’nün “insanlar ekonomik sıkıntıda işsizlik hat safhada sen tutmuş kaç yıllık meseleleri gündeme getiriyorsun” paylaşımı var ki, beni acı acı gülümsettirdi. Daha 7 Ocak’ta yazdığım “Cambaza bak” başlıklı makalemi okumayan birisinin ekonomiden, istihdamdan dem vurması ne yaman bir çelişki… Sayın Ülkü endişelenmesin. Kendisi bir iş insanı, mevcut siyasal erkin yanlış icraatlarını eleştirmede sıkıntı yaşayabilir. Biz yeri ve zamanı geldiğinde, sağır sultanları, tescilli kekemeleri oynamayıp,  bir iş insanı olarak O’ da dâhil tüm iş insanlarımızın haklarını savunduk, savunmaya da devam edeceğiz.

Özetle; ben tüm önyargılardan uzak biçimde, söz konusu arsada, arsa sahiplerinin böyle bir talebi vardır ya da yoktur,  olası bir imar plan değişikliğinin “üstün kamu yararı” gözetilerek ve arsa sahiplerin de fazla mağdur edilmeden yapılması gerektiğine dair düşüncelerimi elimdeki belgeler ışığında anlatmaya, kamuoyunu aydınlatmaya ve tarihe not düşmeye çalıştım. Suskun kalmadım. Uyarı görevimi yerine getirdim.

Yazdıklarımda doğru olmayan yanlar olduğunu iddia edenler varsa gerekçeleriyle ispat ederler ben de gerekli düzetmeyi yaparım.

Umarım ve dilerim bir gün, “Ben söylememiş miydim?” başlıklı bir yazı daha yazmak zorunda kalmam.

İlgili Yazılar

Atatürk’ün vasiyet gelirlerine de el attılar

TOKATtan Haber

AKP’ye anket şoku: iki kişiden biri “Bir daha kesinlikle oy vermeyeceğim” dedi

TOKATtan Haber

Ömer Sağol: Meyve üreticilerimiz hayal kırıklığına uğramıştır

TOKATtan Haber

Yorum Yaz