Kadir Özbilgin Köşe Yazıları Manşet Tokattan

Bunlar sivil toplum mu yoksa siyasal toplum örgütleri mi?

Haberiniz olmuştur, Tokat’ta Milli İrade Platformu adındaki bir yapı, 104 emekli amiralin “Montrö Sözleşmesi” ile ilgili yayınladıkları bildiriyi kınamış.

Yetmemiş, yapacakları suç duyurusuna Tokat halkını davet etmiş.  Davetlerine kimler icabet etmiş onları da açıklarlarsa öğreniriz.

İktidarın Sivil Toplum Kuruluşlarından sorumlu milletvekili Sayın Özlem Zengin Hanımefendi de 81 ilde, 910 dernek, 408 vakıf, 27 üniversite, 114 oda, 550 sendika, 46 federasyonun 104 emekli Amiralin bildirisine ilişkin suç duyurusunda bulunduğunu bildirmiş.

Önce şu konunun altına kalın harflerle çizeyim. Tüm silahlı darbe girişimleri ile demokrasiyi kullanarak, demokrasinin varlığını ortadan kaldırmak suretiyle yapılan sivil darbe girişimleri birer yüz karasıdır. İnsanlığa ihanettir.

Bu anlamda ben 104 emekli amiralin yayınladıkları bildiriden ziyade, bu bildiriye tepki koyan Tokat’taki demokrasi aşığı (!) sivil toplum örgütleri için birkaç kelam edeceğim.

Dikkat ettiniz mi, siyasal erk aleyhine gelişen her türlü girişim bu sivil toplum kuruluşları tarafından kınanırken, vatandaş aleyhine gelişen girişimlerde ve olaylarda bu sivil toplum kuruluşları tescilli kekemeleri oynuyorlar.

Sürekli siyasal erkin yanında pozisyon alan bu sivil toplum örgütlerinden birisinin, “Merkez Bankası’ndaki 128 milyar dolar ne oldu?” diye gösteri yapanına denk geldiniz mi?

Siz bu sivil toplum örgütlerinin “geçmediğimiz köprünün, gitmediğimiz hastanenin, geçmediğimiz yolun parasını bizden alıp 5 müteahhide nasıl veriyorsunuz, bunun adı ne?” diye bildiri yayınlayanına tanık oldunuz mu?

Sürekli siyasal erkin aleyhine eleştiri yapanlar karşısında diklenen, milli iradeden bahseden bu sivil toplum örgütlerinden birisinin “İslam devleti kurmak üzere kongre düzenleyen, 28 Şubat’ta irticai görüşleri nedeniyle emekliye sevk edilen daha sonra Cumhurbaşkanı başdanışmanı olan kişi için iki kelam ettiklerini, kurulu düzeni değiştirmeye, yıkmaya teşebbüsten savcıların harekete niçin geçmediklerini sorguladıklarını duydunuz mu?

Bugün 104 amiralin yayınladıkları bildiri için gösteri yapan, kınama mesajları yayınlayan bu sivil toplum örgütlerinin, TV de “Cumhurbaşkanının isteğiyle Montrö’den de çekile bilinir” diyen Meclis Başkanı için “Bir dakika milli irade ne olacak?” diye efelendiklerini gördünüz mü?

Bizi kandırdılar Allah bizi affetsin” diyenlere “Allah sizi af eder mi bilemeyiz ama biz sizi affetmiyoruz” diyen bir sivil toplum örgütüne rast geldiniz mi?

Milli irade adı takarak gerçekten milli gibiymiş görünen, aslında siyasal erkin arka bahçesi olan bu sivil toplum örgütlerinden birisi çıkıp ta, “21 Mart 2021 tarihinde Katarla yapılan Su İşbirliği anlaşmasında, Katarla ortak Kıyı yönetimi ve Su Yolları Yönetimi yapılacağının Resmi Gazetede yayınlanması da ne oluyor? İngiliz Devletinin kontrolündeki Katar Devlet Fonu ile yapılan ticari bir anlaşmada suyolları işbirliğinin ne ilgisi var Tanrı aşkına, dolaylı yoldan Kanal İstanbul aracılığı ile su geçiş yolları yönetimini Katar üzerinden İngilizlere ( ve elbette ABD’ye) mi devredeceksiniz? Montrö tartışılırken, Montrö’yü delmek için Kanal İstanbul üzerinden arkadan mı dolaşıyorsunuz” diye endişelenen ve soru soran bir sivil toplum kuruluşuna denk geldiniz mi?

Maske mesafe Temizlik edebiyatıyla gün öldürüp, bir yığın pandemi mağduru yaratan siyasal erke, “Bu lebalep kongrelerde ne oluyor? Halkın sağlığı ile oynamaya hakkınız var mı? İktidarda olmanız size bu hakkı veriyor mu? Tüm Türkiye’nin kırmızı renge dönmesinde en büyük pay sizin değil mi?” sorusunu yönelten bir sivil toplum örgütüne tanık oldunuz mu?

Ekonomi çökmüş, işsizlik tavan yapmış, halk gittikçe yoksullaşıyor, çiftçi perişan olmuş ne gam? Bu sivil toplum örgütlerinin kuruluş amaçları her şart ve koşulda siyasal erki savunmak üzerine kurgulanmış sanki. Sivil toplumdan böylesine kopuk yapılara sivil toplum örgütü denilebilir mi?

Hele tüm Tokatlıları temsil ediyorlarmış gibi davranmaları yok mu? Sözde, darbelere karşı olduklarını söylüyorlar ama aynı zamanda Tokat’taki tüm sivil toplum kuruluşları adına konuşmakta da bir sakınca görmüyorlar.

Bu tipteki sivil toplum örgütlerinden birisinin çıkıp ta, “Şu başında takke, tarikat evinde fotoğraflanan generalde neyin nesi? 15 Temmuz bu tiplerin yüzünden olmadı mı?” diye bildiri yayınlayanına tanık oldunuz mu?

Sanki bakkal dükkânıymış gibi “Anayasa Mahkemesi kapatılsın” diyerek herkesi şaşkına çeviren siyasetçi için de gösteri yapan, bildiri yayınlayan bir sivil topluma denk geldiniz mi?

Özetle; hırsızlık, vurgun, rüşvet, müteahhitlere vergi affı, gasp edilen 20 ada, esnafın iflası, merkez bankasının eksi 40 milyar dolara düşmesi, borcundan dolayı doğalgazı kesilen 3 küsur milyon insan, geçinemeyen, yoksullaşan halk, söz verildiği halde verilmeyen 3600 ek gösterge,  % 20’ yi aşmış işsizlik, sağlıkçıların perişan halleri bu sivil toplum kuruluşlarının gündemine hiç girmiş mi?

Hani “Teokrasi isterim”, “Şeriat isterim” diye kendini paralayıp da, bu basın bildirisinden sonra “Demokrasiye sahip çıkma günüdür” diye yazan bir köşe yazarı var ya, bu sivil toplum kuruluşları işte tıpkı O’na döndüler.

Güçler ayrılığı bitirilirken, hukuk katledilirken, devlet soyulurken, anayasa ayaklar altına alınırken sesi çıkmayanlar şimdi kalkmış bir basın duyurusundan muhtıra çıkarmaya çalışıyor, “Demokrasiden”,  “milli iradeden dem vuruyorlar.

Gençler bilmese de, benim yaşımdakiler muhtıranın ne olduğunu iyi bilirler.

Muhtıra silahlı gücü elinde tutanların ortak girişimidir. Muhtıra emreder, yerine getirilmediğinde de yönetime el koyar. Siyasetçiler de rahmetli Demirel gibi şapkasını alıp gider.

Siyasal erke şirin gözükmeye çalışan ve sivil toplum değil de siyasal toplum haline gelen bu yapılardaki tuzu kurular, bugünlerde sokağa çıkmaları bile yasak emekli 104 amiralin basın bildirisinden darbe çıkarmaya çalışmak yerine, tarikat evinde sarıkla fotoğraf çektiren sivilden bozma generale “bu ne rahatlık?” diye sormaları daha yerinde olurdu.

Sözün kısası; sayın milli irade platformu katılımcıları, gündemi değiştirmeyi bırakıp da, şu 128 milyar dolara ne olduğunu öğrenirlerse belki ciddiye alınırlar.

İlgili Yazılar

Rehberlik ve Araştırma Merkezi Çalışmaları Değerlendirildi

TOKATtan Haber

İki ileri bir geri…

TOKATtan Haber

Gönüllülerimiz İtalya yolunda

TOKATtan Haber

Yorum Yaz