Niksar Belediyesi’nin mülkiyetinde bulunan ancak Niksarlılara ait bir değer olan eski Hükümet Konağı’nın satışıyla ilgili düşüncelerimizi Niksar Kamuoyunun da düşünceleri ile birleştirerek yazmaya devem edelim.
“Niksar Belediyesi’nin mülkiyetinde bulunan ancak Niksarlılara ait bir değer olan” tümcesini özellikle kullandığımı belirtmeliyim. Çünkü belediyenin mülkiyetinde denilince ”belediyenin malıymış satarlar elbette” gibi bir algı oluşuyor. Oysa belediyenin mülkiyetinde olan her şey, aslında Niksarlılara aittir ve belediye onlar adını bu değerler üzerinde tasarrufta bulunur. Belediye başkanı kendisine verilen bu yetkiyi şehrin sağlıklı gelişimini ve Niksarlıların çıkarlarını düşünerek kullanır.
15 kişilik belediye meclisinde 9 belediye meclis üyesinin kabul oylarıyla alınan bu karar sonrası verilen E: 3,00, bundan böyle inşaat yapacak başka firmalar tarafından da örnek gösterilerek kendileri için de talep edilecek ve Niksar’da çok sayıda yoğunluğu artırılmış binaların oluşması tehlikesi her zaman varlığını koruyacaktır.
Böyle bir emsalin mevcut Tokat Belediyesi yönetimince Tokat merkezde verilmediğinin de altını bir kez daha çizeyim.
***
Sayın Özdilek Özcan bir inşaat mühendisidir. 1999 yılında Astim İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited şirketi kurduğunu (şimdiki akıbeti nedir bilmiyorum), 2004 yılında Niksar Belediye Başkanlığı’nda yaklaşık 6 yıl Fen İşleri Müdürlüğü ve 1 yıl süre ile de Strateji Geliştirme Müdürlüğü’nde görev yaparak, 2011 yılında Belediyeden ayrılarak Nimsan San. Ve Tic. A.Ş.’de proje koordinatörlüğü görevini yürüttüğünü ve 2014 de de belediye başkanlığına seçildiğini biliyoruz.
Bu biyografisinden anlıyoruz ki, inşaat sektörüne yabancı değil. Bu tür emsallerin ne anlama geldiğini en azından benden çok iyi bilir.
Bu bilgiye şu nedenle yer verdim. Eğer belediyenin paraya ihtiyacı varsa ve Sayın Özdilek Özcan bu alanda yapılacak bir yapılaşmanın şehre ve kentsel gelişime zarar vermeyeceğini düşünüyorsa neden bu alanda belediye olarak konut + ticarethane yapmaya çalışmadı da, yüksek emsalle özel sektöre satarak yapılaşmaya açtı.
Sayın Özdilek Özcan burada belediye tarafından yapılacak konut + ticarethane inşaatının, bu yapıyı ihale ettiği rakamın çok çok üstünde bir getirim sağlayacağını bilmiyor mu? Bir inşaat mühendisi olarak çok iyi biliyor. O halde gerekçesi neydi de buraya özel sektöre satarak yapılaşma yolunu açtı?
Üstelik belediyenin bu alanda başlatacağı bir inşaatın işçilik, araç gereç ve malzeme temini gibi ihtiyaçları düşünüldüğünde belediyenin kendi olanaklarını da devreye alarak, daha düşük sermaye ile bu inşaatı yapması mümkündü.
Bunları da yapmadığına göre Sayın Özdilek Özcan seçim sath-ı mailine girildiği bu günlerde alel acele bu satışı neden yapıyor? Sayın Özdilek Özcan’ın bu satıştan elde edeceği paraya ne için ihtiyacı var? Genel idareden gelen para yetmiyor mu? Hangi mega projeyi hayata geçirmeye çalışıyor da parası yetmedi? Üstelik yapı için talep edilen ve 35 milyon lira olduğu söylenen tutarın tamamının da peşin ödenmeyeceği ve vadeye bağlandığı söyleniyor. O halde Sayın Özdilek Özcan yapıyı yüksek emsal vererek neden satıyor?
Sayın Özdilek Özcan bu sorulara akla uygun (makul), mantıklı yanıtlar vermediği, kendisine yöneltilen savlara açıklık getirmediği, sürece, bu şaibeler güncelliğini hep koruyacaktır.
***
Niksarlıların bu yapının satılması ve yüksek yoğunluktaki bir yapılaşmaya şehrin çevresel, iklimsel dengesi ve dokusunu bozacağı endişesi taşıyarak da karşı çıkıyorlar.
Bu yapının bulunduğu nokta şehrin nefes aldığı bir alan. Niksarlılar burada “Millet Bahçesi” türü bir çevre çalışması yapılacağını düşünür ve tahmin ederken, bir anda yüksek yoğunluklu bir yapılaşmaya açılmasını öğrenerek şok geçirdiler.
Haksız da değiller! Sayın Özdilek Özcan bir inşaat mühendisi olarak, bu tür yapılaşmanın şehrin içinde değil, çeperlerinde yapılması gerektiğini çok iyi bilir. Sayın Özdilek Özcan bir kent planlamacısına böyle bir karar aldığını söylese, ne kadar yanlış yaptığını anlardı.
Size bir anekdot aktarayım. Dönemin Belediye Başkanı Sayın Duran Yadigar, büyük uğraşlar sonucunda İslam Konferansı Teşkilatı’nın kültürel alt organı olan IRCICA’ da ( İslam Tarih Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi’nde) görevli, Makedonyalı. Mostar Köprüsü’ nünün restorasyonunu yapan, Kudüs’ün rehabilitasyonda görev alan, dünyadaki seçkin üniversitelerde kürsüsü olan bir şehir planlamacısı Prof. Dr. Amir Pasiç’i Niksar’a getirmiş ve kent yönetim planını hazırlamasını rica etmişti.
Niksar’da iki yapı Prof. Dr. Amir Pasiç’in dikkatini çekmiş ve kibarca yapılmasının yanlışlığına değinmişti. Bu iki binadan birisi şu an ki tarihi belediye konağının önündeki belediye binası, diğeri de Mahfel Kahvehanesinin karşındaki Öğretmen Evi binasıydı. Allah’tan o tarihlerde Leylekli Köprü yapılan kaba restorasyonla canına okunmamıştı.
Sayın Özdilek Özcan keşke Türkiye’nin saygın bir kent planlamacısını masrafları Niksar Belediyesi’nce ödenmek üzere Niksar’a getirebilse ve sözü edilen alanın yapılaşmaya açılmasının uygun olup olmadığını danışabilse, gerçekleştirilecek yapılaşmanın etkileri hakkında bilgiler alabilseydi.
Ha bir de, Milletvekili Sayın Özlem Zengin, hemen geçenlerde, Tokat’taki Şehir Parkının açılışı sırasında, parka 80-90 milyon para harcandığını ama imara açıp büyük bir rant etmeyi düşünmediklerini açıkladı. Acaba bu uygulama Niksar için de geçerli değil miydi?
Sayın Özdilek Özcan aldığı bu satış ve yapılaşma kararıyla, günü kurtarmaya çalışsa da, bu eyleminin olumsuz sonuçlarını ve Niksarlıların bu konudaki itirazlarını seçimlerde kucağında bulacaktır.
Sayın Özcan buna hazırlıklı mıdır, yoksa yerel seçimlerde bir kez daha aday olamayacağını ya da seçilemeyeceğini mi anlamıştır onu da zamanı geldiğinde hep beraber göreceğiz.
Ama her hâlükârda satıp savarak vatandaşa hizmet edilemeyeceği gerçeğini öğrenecektir.
